Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/12822
Karar No: 2022/901
Karar Tarihi: 20.01.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2021/12822 Esas 2022/901 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2021/12822 E.  ,  2022/901 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :... Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : YETKİ TESPİTİNİN İPTALİ

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı Bakanlığın 20/03/2018 tarih ve 23855 sayılı yetki tespit yazısında, müvekkili şirkette 19/03/2018 tarihi itibarı ile 2050 sayıda çalışan bulunduğunu ve bu çalışanların 855 tanesinin davalı sendika üyesi olduğunu, sendikanın toplu ... sözleşmesi akdetmek için çoğunluğu sağladığının bildirildiğini, yazının 27/03/2018 tarihinde tebliğ edildiğini, yetki tespit yazısında müvekkili şirketin işletme olarak nitelendirildiğini ve yetki tespit çoğunluğunun buna göre hesap edildiğini ancak müvekkili şirketin tek bir işyerinden müteşekkil olduğunu, bir birimin ayrı bir işyeri olarak Çalışma Müdürlüğüne ve SGK’ya bildirilmesinin onun ayrı bir örgütlenme içinde yer aldığı ve ayrı bir işyeri olduğu anlamına gelmediğini, aynı işverene bağlı aynı teknik amaca yönelmiş, aynı yönetim altındaki birim veya birimlerin, tek bir ... organizasyonu ve tek bir işyeri sayılması gerektiğini, zira işyerinin, bağlı yerler, eklentiler ve araçlar ile oluşturulan ... organizasyonu kapsamında bir bütün olduğunu, bağlı yerin tespitinde, hukuki bağlılık, amaçta birlik, yönetimde birlik kriterlerinin dikkate alınması gerektiğini, tespit konusu birimlerin .../... adresli işyerine bağlı olduğunu, her iki birimin özlük işlemlerinin tek elden yapıldığını, bu konuda keşif yapılması gerektiğini, bu hali ile Bakanlık değerlendirmesinin hatalı olduğunu, Bakanlık tespitindeki çalışan işçi sayısı ile sendika üye sayısının da doğru olmadığını, bu konuda inceleme yapılması gerektiğini, sendikanın bağlı bulunduğu işkolunda % 1 üye çoğunluğunu sağlayıp sağlamadığının da araştırılması gerektiğini, son olarak 6356 sayılı yasanın 43/2. maddesinde bahsi geçen dava dilekçesinin yetkili makama kaydettirilmesine ilişkin hükmün Anayasa’ya aykırı olduğunu, iptali için Mahkemece Anayasa Mahkemesi’ne başvurulması gerektiğini ileri sürerek Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının 20/03/2018 tarih ve 23855 sayılı yetki tespitinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı Bakanlık vekili cevap dilekçesinde, Bakanlığın 6356 sayılı yasanın 41. maddesi kapsamında işverenler tarafından SGK’ya yapılan işyeri ve işçi bildirimleri ile Bakanlığa e-devlet üzerinden yapılan sendika üyelik ve istifa bildirimlerine göre değerlendirme yaptığını, aynı işverene ait aynı işkolunda birden fazla işyerinin bulunması halinde işletme olarak tespit yapılacağının düzenlendiğini, bu inceleme çerçevesinde davacıya ait işyerlerinde toplam işçi sayısının 19.03.2018 tarihi itibari ile 2050, sendikalı işçi sayısının ise 855 olduğunun tespit edildiğini, sendikanın işkolunda % 1 çoğunluğunun bulunduğunun 31.01.2018 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Tebliğ kapsamında anlaşıldığını, sendika üyesi işçilerin başka sendikaya üye oldukları veya rızaları hilafına üye olduklarına dair somut bir veri bulunmadığını, davacı işverene ait 3 farklı işyerinin mevcut olduğunu ve bu iki işyerinde de üretim yapıldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
    Davalı sendika vekili cevap dilekçesinde, işyerlerinin işletme oluşturup oluşturmadıklarının işyerine yürütülen işin amacına göre değerlendirilmesi gerektiğini, bir işverenin idaresi altında bulunan fakat ayrı ayrı yerlerde yapılan işler ekonomik yönden bir bütün oluşturacak nitelikte birbirinin mütemmimi ve eki iseler hepsinin birlikte bir işyeri olarak kabul edilmesinin gerekeceğini, yani yapılan işin niteliği ve yapılma şekli gereği, işyerlerinin birbirine sıkı surette bağlı ve tabi olması, birinin faaliyetinin durması halinde diğerinin de çalışmaması ve bağımsız olarak ... yapmaması gerektiğini, davacının iddialarını destekler somut veri bulunmadığını, e-devlet sistemi uyarınca işçilerin aynı anda birden çok sendikaya üye olmalarının mümkün olmadığını, sendikanın işkolunda % 1 çoğunluğu sağladığının 31.01.2018 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Tebliğ uyarınca sabit olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
    Mahkemece, davanın kabulü ile yetki tespitinin iptaline karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Karara karşı davalılar temyiz yoluna başvurmuştur.
    Gerekçe:
    Toplu ... sözleşmesi kavramı Anayasa'nın 53 üncü maddesinde düzenlenmiştir. “Toplu ... sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı” başlıklı maddenin birinci fıkrasına göre “İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu ... sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”
    Toplu ... sözleşmesi yetkisi ise, toplu ... sözleşmesi ehliyetine sahip kuruluş veya kişinin belli bir toplu ... sözleşmesi yapabilmesi için Kanunun aradığı niteliğe sahip olmasını gösterir (GÜNAY, Cevdet İlhan: ... Hukuku Yeni ... Yasaları, ... 2013, s.942).
    6356 sayılı Sendikalar ve Toplu ... Sözleşmesi Kanunu'nun “Yetki” başlıklı 41 inci maddesinin birinci fıkrasına göre “Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu ... sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu ... sözleşmesi yapmaya yetkilidir.”
    6356 sayılı Kanun'un “Yetki Tespiti İçin Başvuru” başlıklı 42 nci maddesi ise;
    “(1) Toplu ... sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir.
    (2) Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı ... günü içinde bildirir.


    (3) İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir.
    (4) Sigortalılığın başlangıcı ile sona ermesine ilişkin bildirimlerden yasal süresi içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılmayanlar, yetkili işçi sendikasının tespitinde dikkate alınmaz.
    (5) Yetki tespiti ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.”
    Şeklindedir.
    Yine aynı Kanun'un “Yetki İtirazı” başlıklı 43 üncü maddesine göre de;
    “(1) Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı ... günü içinde mahkemeye yapabilir.
    (2) İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz.
    (3) İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı ... günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve bu karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.
    (4) 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı ... günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır.
    (5) İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.”
    Bu genel açıklamalar ışığında temyiz itirazlarının değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Mahkemece davanın reddine ve Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen ilk karar, Dairemizin 17/09/2020 tarihli ilâmıyla özetle dava konusu yetki tespitine esas alınan birimlerin tek bir işyeri niteliğinde yahut bağımsız işyerleri niteliğinde olup olmadığının belirlenmesi bakımından araştırmaya yönelik olarak bozulmuştur.
    Bozma üzerine yapılan araştırma sonrasında mahkemece yetki tespitine esas alınan birimlerin tek bir işyeri niteliğinde olduğu kabul edilerek sendikanın yarıdan fazla çoğunluğu sağlayamadığı gerekçesiyle yetki tespitinin iptaline karar verilmiş ise de, yapılan araştırma eksik ve hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır.
    Davalı sendika vekili temyiz itirazlarında yetki tespit tarihindeki durum ile keşif tarihindeki durumun örtüşmediği itirazını ileri sürmektedir. Diğer taraftan yetki başvuru tarihinde çalışan işçi bulunmayan (1160522) sicil numaralı birimde de keşif tarihinde üretim yapıldığının tespit edildiği görülmektedir.
    Bu açıklamalara göre mahkemece yetki başvuru tarihi olan 19/03/2018 tarihi itibariyle (0077558) ve (1131450) sicil numaralı birimlere ilişkin mali ve ticari kayıtlar getirtilmeli, başvuru tarihi itibariyle söz konusu birimlerde üretilen ve satışı yapılan ürünler belirlenmeli, bu iki birimde temsil ve ilzama yetkili yöneticilerin kim olduğu ile bu birimlerin mali kayıtlarının müşterek olup olmadığı tespit edilmeli, dosya kapsamına dahil edilecek ticari ve mali kayıtlar çerçevesinde keşif mahallinde yapılan tespitler yeniden değerlendirilmeli, keşfe katılan bilirkişiler ile mali müşavir bilirkişiden teşkil edilecek heyetten müşterek şekilde düzenlenecek somut verilere dayalı ek rapor alınmalı, 19/03/2018 tarihi itibariyle (0077558) ve (1131450) sicil numaralı birimlerin üretilen ürünlerin nihai kullanım amacı da gözetilerek tek bir işyeri niteliğinde olup olmadığı duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmeli, gerekli olması durumunda yeniden keşif icra edilmeli ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
    Son olarak belirtmek gerekir ki, somut olayda kesin yetkili mahkemenin ... ... Mahkemesi olmasına göre, yargı çevresi kapsamında bulunan işyerlerinde keşif icrasının da kesin yetkili mahkeme tarafından yapılmasının gerekmesine karşın, bu hususta istinabe suretiyle keşif icrası ve bilirkişi raporu alınması doğru olmamış ise de, bu durum bu aşamada sonuca etkili olmadığından sadece eleştiri ile yetinilmiştir.
    Anılan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme sonucunda İlk Derece Mahkemesince yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    Sonuç:
    Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde davalı ... ... Sendikası'na iadesine, 20/01/2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi