
Esas No: 2020/8852
Karar No: 2021/13200
Karar Tarihi: 30.11.2021
Danıştay 6. Daire 2020/8852 Esas 2021/13200 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/8852
Karar No : 2021/13200
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACILAR) : 1- ... 2- ...
3- ... 4- ...
5- ...
... Mirasçıları
6- ... 7- ...
8- ... 9- ...
VEKİLLERİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Antalya ili, Konyaaltı illçesi, ... Mahallesi, ... ada, ... (yeni ... ) parsel sayılı taşınmazın imar planında semt spor sahası olarak ayrıldığı ve bugüne kadar kamulaştırılmayarak tasarruf hakkının engellenmesi suretiyle oluştuğu ileri sürülen toplam 23.198.000,00-TL zararın dava açma tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davanın kabulü yolundaki İdare Mahkemesi kararının Danıştay Altıncı Dairesinin 03/11/2016 tarih ve E:2016/3586, K:2016/6746 sayılı kararıyla bozulması üzerine, bozma kararına uyularak konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı yolundaki İdare Mahkemesi kararının Danıştay Altıncı Dairesinin 04/03/2020 tarih ve E:2018/2969, K:2020/3176 sayılı kararıyla bozulması üzerine, bozma kararına uyularak davanın kabulüne, ... (... ) için 2.174.812,50 TL, ... için 5.799.500,00 TL, ... için 5.799.500,00 TL, ... için 2.174.812,50 TL, ... için 1.449.875,00 TL, ... Mirasçıları için 5.799.500,00 TL (Mirasççılar ... için 449.875,00 TL, ... için 449.875,00 TL, ... için 449.875,00 TL ve ... için 449.875,00 TL) olmak üzere toplam 23.198.000,00-TL'nin, 10.000,00 TL'ye (davacıların hissesine isabet eden kısımlar hesaplanarak) ilişkin kısmının dava açma tarihi olan 25/09/2014 tarihinden itibaren, bakiye 23.188.000,00 TL'ye (davacıların hissesine isabet eden kısımlar hesaplanarak) ilişkin kısmının ıslah tarihi olan 11/11/2015 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı idareden alınarak davacılara verilmesine, karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Dava konusu taşınmazda davacının kısıtlıklık durumu olmadığı, parselasyon işleminin yapıldığı, kendilerince fiili el atma olmadığı, imar planındaki kullanım kararına göre özel mülkiyete konu yapı yapılabileceği, davanın süre yönünden reddi gerektiği, davalı idarenin kusuru bulunmadığı ve husumet yönünden davanın reddi gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idarenin temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Antalya ili, Konyaaltı illçesi, ... Mahallesi, ... ada, ... (yeni ... ) parsel sayılı taşınmazın imar planında "semt spor sahası" olarak ayrıldığı ve bugüne kadar kamulaştırılmayarak tasarruf hakkının engellenmesi suretiyle oluştuğu ileri sürülen toplam 23.198.000,00-TL zararın dava açma tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
3194 sayılı İmar Kanununun 04/07/2019 tarihli değişiklikle getirilen "İmar planlarında umumi hizmetlere ve kamu hizmetlerine ayrılan yerler" başlıklı 13. maddesinde; "Özel hukuk kişilerinin mülkiyetinde olup uygulama imar planında düzenleme ortaklık payına konu kullanımlarda yer alan taşınmazlar;
a) Bu kullanımlardan umumi hizmetlere ayrılan alanlar öncelikle 18 inci maddeye göre arazi ve arsa düzenlemesi yapılarak,
b) 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu kapsamında sırasıyla, ilgisine göre Hazine veya ilgili idarelerin mülkiyetindeki taşınmazlar ile trampa yapılmak veya satın alınmak suretiyle, ilgili kamu kurum ve kuruluşunca kamulaştırılarak kamu mülkiyetine geçirilir.
Düzenleme ortaklık payına konu kullanımlardan yol, meydan, ibadet yerleri, park ve çocuk bahçeleri hariç olmak üzere yapı yapılabilecek diğer alanlarda; alanların kamuya geçişi sağlanıncaya kadar maliklerinin talebi hâlinde ilgili kamu kuruluşunun uygun görüşü alınarak plandaki kullanım amacına uygun özel tesis yapılabilir.
İlgili mevzuat uyarınca hiçbir şekilde yapı yapılamayacak alanlarda muvakkat da olsa yapı yapılmasına izin verilmez. Mevcut yapılar kamulaştırılıncaya kadar korunabilir. Bu alanlarda beş yıllık imar programı süresi içinde, birinci fıkranın (a) ve (b) bentlerine göre işlem tesis edilerek parsel, kamu mülkiyetine geçirilmek zorundadır. Bu süre en fazla bir yıl uzatılabilir.
Parsel maliklerinin hisselerini idareye hibe etmeleri veya bedelsiz devretmeleri durumunda, idare devir işlemlerini bedel almaksızın gerçekleştirmekle yükümlüdür. Bu işlemler için parsel maliklerinden hiçbir vergi, resim, harç, döner sermaye ücreti ve herhangi bir ad altında bedel alınmaz.
Kamu kullanımına ait sosyal, kültürel ve teknik altyapı alanlarının, Hazine veya kamu mülkiyetindeki alanlarla trampa yapılması hâlinde, şahıs veya özel hukuk kişilerinden hiçbir vergi, resim, harç, ücret, döner sermaye ücreti ve herhangi bir ad altında bedel alınmaz.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça hazırlanan yönetmelikle belirlenir.
" düzenlemesi yer almaktadır.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanunun Ek 1. maddesinde; "Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmi kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her hâlde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır." hükmü yer almaktadır.
Uyuşmazlıkta öncelikle dava konusu taşınmaz üzerindeki el atmanın niteliğinin tespiti gerekmektedir. Taşınmaza fiili ya da hukuki olarak el atılması durumunda gerek yargı yolu gerekse yargı yolunda yapılacak değerlendirmeler farklılık arzetmektedir.
Taşınmaza idare tarafından fiili olarak el atılmış olması halinde görevli yargı yolunun belirlenmesine ilişkin ... Mahkemesinin ... tarihli, E: ..., K: ... sayılı kararında;
"Belediyelerin 3194 sayılı imar Kanunu 8. maddesi ve 18. maddesinin verdiği yetki ile arazi ve arsalar üzerinde imar planlarının hazırlanması ve yürürlüğe konulması, arazi ve arsa düzenlemesi gibi faaliyetleri kapsamında yaptıkları imar planlarından kaynaklanan işlemlerin tek yanlı ve kamu gücüne dayanan irade açıklamaları ile tesis edilen genel ve düzenleyici işlemler olduğu bu yönü ile de idari eylem ve işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıkların idari yargı yerlerinde çözümlenmesi gerektiği tartışmasızdır.
Buna karşılık, Belediyece, Kamulaştırma Kanunu’nda öngörülen usul ve yöntemlere uygun idari nitelikte uygulama işlemleri yapılmaksızın, dava konusu taşınmazın bir kısmına fiilen el atması karşısında, idarenin bu eyleminin kamulaştırmasız el atma niteliğini taşıdığı açıktır.
Öte yandan, İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünün, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men’i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.
Nitekim, yukarıda belirtilen genel kabul doğrultusundaki Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 11.2.1959 günlü, E:1958/17, K:1959/15 sayılı kararının III. bölümünde, “İstimlaksiz el atma halinde amme teşekkülü İstimlak Kanununa uygun hareket etmeden ferdin malını elinden almış olması sebebiyle kanunsuz bir harekette bulunmuş durumdadır. Ve bu bakımdan dava Medeni Kanun hükümlerine giren mülkiyete tecavüzün önlenmesi veya haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davasıdır. Ve bu bakımdan adliye mahkemesinin vazifesi içindedir.” gerekçesine yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden; dava konusu Antalya ili, Konyaaltı illçesi, ... Mahallesi, ... ada, ... (yeni ...) parsel sayılı taşınmazın ilk 1/1000 ölçekli uygulama imar planları 1982 tarihinde "oyun alanı ve dere veya kanal" olarak, 1987 tarihinde "belediye semt spor tesis alanı ve dere veya kanal" olarak, 2015 tarihinde ise "açık spor tesis alanı" olarak planlandığı ve en son 2020 tarihinde yine "açık spor tesis alanı" olarak planlandığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümü amacıyla aynı mahalle içerisinde yer alan parsellere dair açılan davaya ilişkin Dairemizin E:2018/3808 sayılı dosyasının birlikte incelenmesi, ve iş bu dosyada düzenlenen bilirkişi raporunun incelenmesi neticesinde; dava konusu parselin ortasından DSİ'ye ait kanal geçtiği ve kanalın ıslah edildiği görülmüş olup, İdare Mahkemesince bu durumun açıklığa kavuşturulması ve taşınmazın bir kısmına DSİ tarafından kanal yapılmak suretiyle fiili el atmanın oluştuğunun tespit edilmesi halinde bir bütün olan taşınmazın tamamı açısından fiili el atmanın varlığı kabul edilerek değerlendirmenin bu şekilde yapılması gerekmektedir. Fiili el atmadan doğan zararın tazminine yönelik davanın ise özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerleri görevli olacaktır.
Bu itibarla dava konusu taşınmazın bir kısmı üzerinde fiili el atma söz konusu olup olmadığı yönünden araştırma yapılması şayet fiili el atma olduğunun anlaşılması halinde, Uyuşmazlık Mahkemesinin anılan kararı doğrultusunda görevli yargı kolu adli yargı olup İdare Mahkemesince, davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerektiği, aksi halde DSİ'nin hasım mevkiine alınması suretiyle ve öncelikle vefat eden taşınmaz malikleri açısından hak sahipliklerinin devam edip etmediğinin incelenmesi, davaya devam etmek isteyen yeni malikler açısından dosyada taraf teşkilinin sağlanması, güncel tapu bilgilerinin kontrol edilmesi suretiyle bir karar verilmesi gerektiğinden temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalının temyiz isteminin kabulüne,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kabulüne ilişkin temyize konu ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 30/11/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
