
Esas No: 2022/280
Karar No: 2022/2460
Karar Tarihi: 21.10.2022
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi 2022/280 Esas 2022/2460 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi ile İstanbul 27. Asliye Hukuk Mahkemesi arasında görevsizlik kararı verilen alacak davasındaki uyuşmazlığın, davacının ticari işletme kaydının olmaması ve davalının tacir olmaması nedeniyle ticari bir dava niteliği taşımadığı gerekçesiyle İstanbul 27. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülüp sonuçlandırılması gerektiği belirtilerek, İstanbul 27. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin yargı yeri olarak belirlenmesine karar verilmiştir. Kararda Türk Ticaret Kanunu'nun 4. ve 5. maddeleri, 3. maddesi, 14. ve 17. maddeleri, Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu'nun 3. maddesi ve Vergi Usul Kanunu'nun 177. maddesi açıklanmıştır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
37. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/280
KARAR NO: 2022/2460
KARAR TARİHİ: 21/10/2022
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/12/2021
NUMARASI: 2021/684 2021/765
DAVA: Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
Taraflar arasındaki davada İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi ile İstanbul 27. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R Dava, alacak istemine ilişkindir. İstanbul 27. Asliye Hukuk Mahkemesince, "... Dava dilekçesi ve dosya içeriğinden davacı ile davalı arasında yetkili servis sözleşmesinin yapıldığı, davanın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili ve cari hesaplara ilişkin olduğu TTK gereğince her iki taraf için de işin ticari nitelikte olduğu bu haliyle görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine ..." gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi ise, "... HMK.nun 114.maddesi gereğince mahkemenin görevli bulunması dava şartı olup, HMK.nun 115.maddesi gereğince de davanın her aşamasında re'sen gözetilebileceğinden, mahkememizce yapılan araştırma neticesinde davalının tacir olmaması nedeni ile tacirler arasında bir dava niteliğinde olmayan, münhasıran ticari davalardan da bulunmayan ve genel hükümlere dayalı olarak açılan işbu davanın ve karşı davanın ticari bir dava sayılamayacağı gözetilerek mahkememizin görevsizliğine, Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli bulunduğuna, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine ..." gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Türk Ticaret Kanununun 4. Maddesinde , bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. Maddesinin ikinci fıkrasında , bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu Kanunun 4. Maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir. Türk Ticaret Kanununun 3. Maddesinde , "Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir." düzenlemesi getirilmiştir. TTK'nın 14. Maddesine göre " bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir." Aynı Kanunun 17. Maddesi hükmünce de ; iktisadi faaliyeti nakdi sermayesinden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olan sanat ve ticaret sahipleri tacir değildir." düzenlemesi yer almaktadır. 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanununun 3'üncü maddesinde, Esnaf ve sanatkar, ister gezici ister sabit bir mekanda bulunsun, Esnaf ve Sanatkar ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkar meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedeni çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler olarak ifade edilmiştir. Ayrıca TTK'nın 1463. Maddesinde de önce 17. Maddeye gönderme yapılarak , Bakanlar Kurulunun bu konuda kararname çıkarması halinde onlarda gösterilen miktardar aşağıya gayrisafi geliri bulunan sanat ve ticaret erbabından başka hiç kimse kanunun 17. Maddesinde tarif edilen esnaftan sayılamaz denmek suretiyle tacir veya esnafın hangi kriterlere göre saptanacağı açık bir biçimde gösterilmiştir. 19.02.1986 tarih ve 19024 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 25.01.1986 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile TTK'nın 1463. maddesine göre esnaf ve küçük sanatkar ile tacir ve sanayicinin ayrımına dair esaslar tespit edilmiştir. Buna göre; 1- Koordinasyon kurulunca tespit ve yayınlanacak esnaf ve küçük sanatkar kollarına dahil olup da gelir vergisinden muaf olanlar ile kazançları götürü usûlde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre, defter tutanlardan iktisadi faaliyetleri nakdi sermayesinden ziyade, bedeni çalışmalarına dayanan ve kazançları ancak geçimlerini sağlamaya yetecek derecede az olan ve Vergi Usûl Kanununun 177. maddesinin birinci fıkrasının 1 ve 3 nolu bentlerinde yer alan limitlerin yarısını, iki numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve küçük sanatkar, 2- Vergi Usûl Kanununa istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve birinci madde de belirtilenlerin dışında kalanların tacir ve sanayici sayılmaları kararlaştırılmıştır. Vergi Usûl Kanununun 177. maddesinde “Birinci Sınıf Tüccarlar” sayılmış olup bu maddedeki birinci sınıf tacirlerle ilgili şartları taşımayanlar ise ikinci sınıf tacir sayılırlar. İkinci sınıf tacirler ise ticari işletme hesabına göre defter tutarlar. Bir hukukî işlemin veya fiilin TTK'nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlar ile bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukukî işlemin veya fiilin olması gerekir. Somut olayda davacı, taraflar arasındaki yetkili servis hizmet sözleşmesi nedeniyle alacak talebinde bulunmuş olup dosya kapsamına ve vergi dairesinin yazı cevaplarına göre davalının tacir sıfatının bulunmadığı, davacının ticari işletme kaydının bulunmadığı, faaliyetinin esnaf boyutunda olduğu , taraflar arasındaki uyuşmazlığın da mutlak ticari dava niteliğinde bulunmadığı anlaşılmakla, uyuşmazlığın İstanbul 27. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul 27. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 21/10/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.
KANUN YOLU: Kesin olmak üzere
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
