15. Ceza Dairesi 2017/13727 E. , 2020/1692 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : 1- Nitelikli dolandırıcılık suçundan; TCK’nun 158/1-f, 62, 52/2 ve 53.maddeleri gereğince mahkumiyet
2- Resmi belgede sahtecilik suçundan; TCK’nun 204/1, 62 ve 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın, katılandan satın aldığı keresteler karşılığında kendisine sahte kimliklerle kurulmuş paravan şirketler tarafından farklı bankalardan çek hesabı açtırılarak alınmış olan, 14 adet hamiline yazılı, toplam 86.000 TL bedelli çeki vererek haksız yarar sağladığı, bu suretle nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda;
1-Resmi belgede sahtecilik suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hükme yönelik yapılan temyiz incelemesinde:
Sanığa yüklenen resmi belgede sahtecilik suçunun gerektirdiği cezanın miktar ve nev’i itibariyle tabi olduğu 5237 sayılı TCK’nın 204/1, 66/1-e ve 67/4 maddelerinde öngörülen 12 yıllık olağanüstü dava zamanaşımı süresinin, 2005 yılı Ekim ve Kasım ayları olan suç tarihinden temyiz inceleme gününe kadar dolduğu anlaşıldığından; 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA; ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi gereğince sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
2-Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hükme yönelik yapılan temyiz incelemesinde:
Sanık savunması, katılan beyanları, suça konu çeklerin bağlı olduğu bankalardan gelen cevabi yazılar, sevk irsaliyeleri, fatura suretleri, Araklı Malmüdürlüğü’nün sanığın 21/09/2005-30/10/2005 tarihleri arasında Araklı ilçesinde ticari faaliyette bulunduğuna dair 30/11/2005 tarihli cevabi yazısı, kolluk tutanakları, arama-elkoyma ve muhafaza altına alma tutanağı, Afyon 1.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2010/236 Esas sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın, atılı suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmakla, bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 18.06.2013 tarih ve 2012/15-1351-2013/328 E-K sayılı ilamında da vurgulandığı üzere, kanun koyucu, cezanın kişiselleştirilmesinin sağlanması bakımından hâkime somut olayın özellikleri ve işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı bir şekilde gerekçesini de göstererek iki sınır arasında temel cezayı belirleme yetki ve görevini yüklemiştir. Ancak, hâkimin temel cezayı belirlerken dayandığı gerekçe, bu düzenlemelere uygun olarak; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesinde kullanılan araçlar, suçun işlendiği zaman ve yer, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığı, güttüğü amaç ve saik ile dosya içeriğine yansıyan bilgi ve belgelerin isabetli biçimde değerlendirildiğini gösterir biçimde yasal ve yeterli olmalıdır. Bu açıklamalar ışığında, sanığın elde ettiği menfaat miktarı ve katılanın, sanığın eylemleri neticesinde oluşan zararı göz önünde bulundurularak, hüküm kurulurken, TCK"nın 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde takdir hakkının kullanılması suretiyle alt ve üst sınırlar arasında bir belirleme yapılması gerekirken, 5237 sayılı TCK"nın 61. maddesinde sayılan kriterler esas alınmadan, hak ve nesafet kuralları ile orantılılık ilkesine uygun olarak cezanın alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle tayin edilmesi gerekirken, sanık hakkında yazılı şekilde alt sınırdan hüküm kurularak eksik cezaya hükmolunması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın herhangi bir gerekçeye dayanmayan ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 06/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.