Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2019/2561
Karar No: 2021/13232
Karar Tarihi: 02.12.2021

Danıştay 6. Daire 2019/2561 Esas 2021/13232 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/2561
Karar No : 2021/13232


DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1- … 2- … Bakanlığı …
VEKİLLERİ : Av. …
MÜDAHİL (DAVALILAR YANINDA): … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : 17/05/2013 tarihli, 28650 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, Kütahya İlinde bulunan ve ekli kroki ile listelerde sınır ve koordinatları gösterilen alanların, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 2. maddesi uyarınca riskli alan ilan edilmesine ilişkin 17/04/2013 tarihli, 2013/4678 sayılı Bakanlar Kurulu kararının Bölcek ve Lala Hüseyin Paşa Mahallelerine ilişkin kısmının iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI : Davacıya ait taşınmazın ... Mahallesinde bulunduğu, Kütahya İl merkezinde bulunan tepelerden şehir merkezine doğru akmakta olan 13 adet derenin tehlike oluşturduğundan bahisle derelerin birleştirilmesi amacıyla hazırlanan kanal projesi kapsamında dava konusu alanın riskli alan olarak ilan edildiği, ancak Kütahya İlinde geçmişte sel felaketinin yaşanmadığı, DSİ tarafından sel felaketinden korumak için hazırlanan kanal projesinden 13 adet yapı etkilenmekte iken, belediye tarafından bu projenin değiştirilip genişletildiği, bölgenin riskli alan niteliğinde olmadığı, Yasada düzenlenen koşulları taşımadığı, kararın mülkiyet hakkının kısıtlanmasına yol açacağı ve kamu yararına aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

DAVALI İDARELERİN SAVUNMALARI : Davalı idareler tarafından; usule ilişkin olarak davanın süresinde açılmadığı, esasa ilişkin olarak ise dava konusu Bakanlar Kurulu kararının 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 2. maddesine uygun olduğu, hukuka aykırılık bulunmadığı savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ … 'ÜN DÜŞÜNCESİ : Dava konusu işlemin iptali gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI … 'IN DÜŞÜNCESİ :
Dava; 17/05/2013 günlü, 28650 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Kütahya İlinde bulunan ve ekli kroki ile listelerde sınır ve koordinatları gösterilen alanların, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 2. maddesi uyarınca riskli alan ilan edilmesine ilişkin 17/04/2013 günlü, 2013/4678 sayılı Bakanlar Kurulu kararının ... ve ... Paşa Mahallelerine ilişkin kısmının iptali iptali istemiyle açılmıştır.
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının İkinci Kısmında Temel Hak ve Ödevlerin düzenlendiği, Birinci Bölümünde ise Genel Hükümlerin belirlendiği, bu bölümde yer alan "Temel Hak ve Hürriyetlerin Sınırlanması" başlıklı 4709 sayılı Yasa ile değişik 13. maddesinde: "Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.", İkinci Bölümde Kişinin Hakları ve Ödevleri arasında yer verilen "mülkiyet hakkı" 35.maddesinde sayılmış ve bu hak "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz" şeklinde düzenlemeye konu edilmiştir.
6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun'un 2. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde; Riskli alan: Zemin yapısı veya üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıyan, Bakanlık veya İdare tarafından Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının görüşü de alınarak belirlenen ve Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca kararlaştırılan alan olarak tanımlanmıştır.
Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliğinin, “Riskli alanın tespiti” başlıklı 5. maddesinin 1. fıkrasında da "Riskli alan; a) Alanın, zemin yapısı veya üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığına dair teknik raporu,
b) Alanda daha önceden meydana gelmiş afetler varsa, bunlara dair bilgileri,
c) Alanın büyüklüğünü de içeren koordinatlı sınırlandırma haritasını, varsa uygulama imar planını,
ç) Alanda bulunan kamuya ait taşınmazların listesini,
d) Alanın uydu görüntüsünü veya ortofoto haritasını,
e) Zemin yapısı sebebiyle riskli alan olarak tespit edilmek istenilmesi halinde yerbilimsel etüd raporunu,
f) Alanın özelliğine göre Bakanlıkça istenecek sair bilgi ve belgeleri,
ihtiva edecek şekilde hazırlanmış olan dosyaya istinaden ve Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının görüşü alınarak Bakanlıkça belirlenir ve teklif olarak Bakanlar Kuruluna sunulur..." hükümlerine yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, Kütahya Belediyesince hazırlattırılan teknik raporda Kütahya il'inde aralarında davacıya ait taşınmazın da bulunduğu bazı alanların ve 9 adet dere güzergahının 2. Derece deprem kuşağında yer aldığı, sıvılaşma riski yüksek olan zemin yapısına sahip olduğu ve üzerindeki yapılaşma nedeniyle risk teşkil ettiğinin belirtilmesi üzerine, 17/05/2013 günlü, 28650 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 17/04/2013 günlü, 2013/4678 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla Kütahya İlinde bulunan ve ekli kroki ile listelerde sınır ve koordinatları gösterilen alanların, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 2. maddesi uyarınca riskli alan ilan edildiği anlaşılmaktadır.
İncelenen davada, uyuşmazlık konusu olayın 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun uyarınca dava konusu alanın zemin yapısı ve üzerindeki yapılaşma nedeniyle can ve mal kaybı riski taşıdığından bahisle riskli alan ilan edilmesine ilişkin olması ve söz konusu uyuşmazlığın çözümünün özel ve teknik bilgiyi gerektirmesi nedeniyle nedeniyle, uyuşmazlığın açıklığa kavuşturulabilmesi amacıyla yerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekmektedir.
Açıklanan nedenle, dava konusu Bakanlar Kurulu kararı hakkında, yerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.


TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, 29/10/2021 günlü, 31643 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 85 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 1. maddesi uyarınca, 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin Altıncı Kısmının Dördüncü Bölümünün başlığı "Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği" şeklinde değiştirildiğinden husumetin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yerine Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına yöneltilmesine karar verilerek, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY: Kütahya İli, Merkez ilçesinde bulunan alanların ve dere güzergahlarının üzerindeki yapılaşma ve zemin yapısı açısından can ve mal kaybına yol açma riski taşıması sebebiyle, riskli alan ilan edilmesine ilişkin … tarih ve … sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yazısı sonrasında, Kütahya İlinde bulunan ve ekli kroki ile listelerde sınır ve koordinatları gösterilen alanların, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 2. maddesi uyarınca riskli alan ilan edilmesine ilişkin 17/04/2013 tarihli, 2013/4678 sayılı Bakanlar Kurulu kararının 17/05/2013 tarihli, 28650 sayılı Resmi Gazetede yayımlanması üzerine Kütahya İli, Bölcek Mahallesi … ada, … parsel sayılı taşınmazın maliki olan davacı tarafından taşınmazının bulunduğu alana ilişkin kısmının iptali istemiyle dava açılmıştır.
Uyuşmazlık konusu olayda, dava dilekçesinde dava konusu Bakanlar Kurulu Kararının Bölcek ve Lala Hüseyin Paşa Mahallelerine ilişkin kısmının iptali istenilmiş ise de, dava dilekçesinin ekinde dosyaya sunulan tapu kayıtları ile dosyada bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davacının taşınmazının, Bakanlar Kurulu Kararının ekinde sınır ve koordinatları belirtilen 9 adet dere güzergahına ait riskli alan sınırları içerisindeki 2. dere güzergahı, Bölcek ve Evliya Çelebi Mahallesi sınırları içerisinde olduğu anlaşıldığından, Bölcek ve Evliya Çelebi Mahallesine münhasıran inceleme yapılmıştır.

Uyuşmazlık konusu olayda; 6306 sayılı Kanunun 2. maddesi uyarınca hazırlanan ve dava konusu işlemin dayanağını oluşturan, Kütahya Belediyesi tarafından hazırlanan gerekçe raporunun incelenmesinden; Kütahya Belediye Meclisinin … tarih ve … , … ve … sayılı kararları ile sırasıyla, 11 adet bölgenin, DSİ Genel Müdürlüğünce etüt edilen taşkın ve fezeyan koruması için uygulama projelerine göre 13 adet dere akış yatağı dışında sağda ve solda yol, yeşil alan vs. kullanılmak üzere 7,5 m. koruma bantlarının ve mevcut sanayi sitesi alanının 6306 sayılı Kanun kapsamında afet riskli olarak belirlenmesine ilişkin karar alındığı, jeolojik ve jeoteknik raporu ve planlarına göre alanda, yerleşime uygun alanlar(UA), önlem şartlı alanlar (ÖA-1,ÖA-2,ÖA-3), ayrıntılı jeoteknik etüt raporu gerektiren alanlar(JE) ve uygun olmayan alanlar (UOA) ile fay hattının bulunduğu, hazırlanan sıvılaşma potansiyel haritasına göre riskli alan belirlenmesine ilişkin kararın isabetli olduğunun belirtildiği, 12 adet mahallenin toplam 402,5 hektar alanı kapsadığı, küçük sanayi sitesinin ise konutlar arasında ve zemin açısından da önlemli alanlarda kalması ve sanayicilerin 6306 sayılı Kanunun imkanlarından (kredi, hibe, vade vb.) faydalanmaları amacıyla kapsama alındığı, bölgesel, jeolojik, depremsel tüm hususlar doğrultusunda belirlenen 11 adet yerleşim birimi, küçük sanayi sitesi ve dereler olmak üzere 13 adet bölgenin riskli alan olarak belirlendiği, bu alanlarda zemin etüdüne dayalı olarak kentsel dönüşümün amaçlandığı belirtilmiştir.
Teknik raporun davacının taşınmazının bulunduğu 13. bölgeye (dereler bölgesine) ilişkin kısmının incelenmesinden; Kütahya İlinde taşkın riski bulunan derelere yönelik taşkın zararlarının önlenmesi amacıyla, dereler ve havzaları incelenerek taşkın koruma tesisi, güzergahları, havza büyüklüğüne uygun yöntemle hesaplamalar ve analizlere yönelik DSİ Bölge Müdürlüğünce yapılan çalışma sonucu rapor hazırlanarak derelerin havzaları ile proje alanlarının belirlendiği, dere yataklarının kapasitelerinin yetersizliğinden dolayı taşkınlar yaşandığı, uzun yıllar yamaç arazilerinde tarım ve mecra alanlarındaki aşırı otlatma, orman alanlarının kontrolsüz tahribi, eğimli alanlarda koruyucu önlem alınmadan faaliyette bulunulmasının havzada erozyon ve yüzey akışlarında artışa ve taşkın piklerinin artmasına yol açtığı, bunun sonucunda mecralardaki mevcut stabile bozularak oyulmalar, yamaç göçmeleri ve yüzey erozyonundan kaynaklanan rüsubat yağışlar sonucu oluşan taşkınlarla mansaba taşınarak yerleşim alanı ve tarım arazilerinde zararlara neden olduğu belirtilmiştir. Taşkın tehlikesi taşıyan dere güzergahlarının yeniden belirlenmesi, yeni alternatiflerin üretilebilmesi yönündeki çalışmaların sonuca ulaşabilmesi için belirlenmiş derelerin bulunduğu alanların riskli alan kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, teknik raporun DSİ tarafından hazırlanan rapora göre tanzim edildiği, 30 m ile 50 m arası genişliklere sahip 9 adet dere güzergahı toplam 65,29 hektar alanı kapsadığı ve alanda 174 adet yapı bulunduğu, alana ilişkin 7269 sayılı Yasa kapsamında kalan Afete Maruz Bölge Kararı bulunmadığı açıklanmıştır.

Dava konusu alanın, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 2. maddesi uyarınca, zemin yapısı ve üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığından bahisle riskli alan ilan edilmesi ve söz konusu uyuşmazlığın çözümünün özel ve teknik bilgiyi gerektirmesi nedeniyle Dairemizin 28/01/2020 tarihli ara kararıyla keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmesi üzerine, Naip Üye … tarafından re'sen seçilen bilirkişiler; Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümünden Prof. Dr.… , Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. … ve Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. … 'dan oluşan bilirkişi kurulu ile birlikte mahallinde gerçekleştirilen keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda özetle; davacının taşınmazının, dava konusu 17/04/2013 tarihli, 2013/4678 sayılı Bakanlar Kurulu kararının, Kütahya İli, Merkez İlçesi Bölcek ve Evliya Çelebi Mahalleleri 2 nolu Dere Güzergahı riskli alan sınırı içerisindeki Bölcek Mahallesinde bulunduğu, dava konusu dere güzergahını da kapsayan 9 adet dere güzergahının üzerindeki yapılaşma, sıvılaşma riski taşıyan zemin yapısı, deprem ve sel taşkını riskleri sebebiyle riskli alan olarak ilan edildiği, taşkın tehlikesi taşıyan dere güzergahlarının yeniden belirlenmesi kapsamında dava konusu 2 nolu dere güzergahının Şembel deresinin kuzeyi, Kapan deresinin güneyi ile iki dereyi birbirine bağlayan hat ile oluşturulan öneri kanal güzergahı olduğu, toplam 8,42 ha. alanı ile kuzeyde Bölcek ile güneyde Evliya Çelebi Mahalleleri içinde kaldığı belirtilmiştir.
Belediyenin riskli alan kategorisinde; kırık fay hatları, dere yatakları, heyelan, yeraltı su seviyesinin zemine yakın olması gibi hususların belirtildiği, Kütahya ili ve yakın çevresinde mevcut olan aktif fayların deprem üretme açısından risk yarattığı, heyelanların ise dava konusu alandan uzakta olduğu, jeolojik-jeoteknik rapor çerçevesinde yapılan şev duraylılık analizlerinde de dava konusu alanda yüksek güvenlik katsayıları elde edilmiş olduğu, deprem durumunda bile herhangi bir heyelan oluşumu beklenmediği, anılan raporda, sıvılaşmanın yüzeyde yaratabileceği etki dikkate alınmadan bir değerlendirme yapıldığından, mevcut veriler çerçevesinde sıvılaşma dolayısıyla yapıların hasar görüp görmeyeceği hususunda herhangi bir değerlendirme yapmanın mümkün olmadığı, alandaki yapılar eski olduğu için; oluşturdukları yükler dolayısıyla oturmaları zaman içinde tamamlanmış olup, yeni oturma beklenmediği, ayrıca, yapılarda oturma-şişme dolayısıyla oluşan herhangi bir hasar da tespit edilemediği, temel zeminin taşıma gücünün oldukça yüksek olup, dava konusu alanda, taşıma gücü kaynaklı bir hasar da tespit edilemediği açıklanmıştır.
Dava konusu alanın yapı stoğunu genellikle alçak katlı, bitişik nizam, yaşları 30’un üzerinde olan betonarme ve yığma binaların oluşturduğu, bu binalar arasında yeterli genişliğe sahip sokak ve caddeler teşkil edildiği, yapıların küçük bir bölümünün nispeten daha yeni ve betonarme yapı görünümünde olduğu, binaların sokaktan incelenmesi sonucu belirgin bir hasara rastlanmadığı, yapıların konumu ve yerleşimi açısından erişilebilirlik sorunu görünmediği, dava dosyasında alanın üzerindeki yapılaşma nedeniyle riskli olduğuna dair teknik bir çalışma bulunmadığı, alanın üzerindeki yapılaşma nedeniyle riskli olup olmadığını belirleyebilmek için ayrıntılı saha çalışmaları ve analizlere ihtiyaç olduğu, bu konuda Riskli Yapıların Tespit Edilmesine İlişkin Esaslar (RYTEİE 2019)’da tekil bina için ve alan için önerilen yöntemler çerçevesinde, seçilen örnek yığma ve betonarme binalar için risk tespitinin RYTEİE 2019’a göre ayrıntılı olarak yapılması ve alandaki binaların sokaktan incelenen bazı parametrelerinin tespit edilmesi ile genel bir risk dağılımı çıkarıldıktan sonra alan için risk tespiti yapılabileceği, dosyada buna benzer bir çalışma olmadığından söz konusu alanın üzerindeki yapılaşma nedeniyle can ve mal kaybına yol açma riskinin bulunup bulunmadığını söylemenin mümkün olmadığı belirtilmiştir.
DSİ Genel Müdürlüğü, 3. Bölge Müdürlüğü tarafından hazırlatılan Ağustos 2012 tarihli ‘Kütahya Şehir İçi Dereleri Taşkın Koruması Planlama ve Proje Yapımı İşi, Çözüm Seçenekleri ve Hidrolik Hesaplar Raporu’nda Kütahya İli, Merkez İlçesindeki derelerden kaynaklı taşkınlardan korunmasına yönelik geliştirilen alternatif çözümlerden, uygulama kolaylığı ve kamulaştırma bedeli açısından uygun bulunan Alternatif 5 güzergahının önerildiği, riskli alan ilanına ilişkin Bakanlar Kurulu Kararının 2 nolu dere güzergahının, DSİ Genel Müdürlüğü, 3. Bölge Müdürlüğü’nün Raporu’nda uygun bulunan Alternatif 5’teki çözümden farklı olduğu; DSİ Raporunun dayanağının, bölgede halihazırda kurumuş olan dere yatakları ile taşkın riskleri olduğu, Kütahya Belediyesince hazırlanan Teknik Raporda ise riskli alan ilanına ilişkin sunulan tek gerekçenin DSİ Raporuna dayanarak yeniden belirlenen taşkın tehlikesi taşıyan dere güzergahları olduğu, ancak, dava konusu 2 nolu dere güzergahının DSİ Raporunda (uygulama kolaylığı ve kamulaştırma bedeli açısından) uygun bulunan Alternatif 5’teki çözümden farklı olduğu; ayrıca, bölgenin zemin yapısı itibarıyla sadece sıvılaşma özellikleri açısından riskli ilan edilmesinin de mümkün olmadığı, sel riski açısından da bölgenin yapısı dikkate alınarak daha ayrıntılı teknik değerlendirmeler yapılması gerektiği, dosyada yer alan teknik rapor ve verilerin bölgenin riskli alan olarak ilan edilmesi için yeterli olmadığı görüşüne yer verilmiştir.
Anılan bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, rapordaki bilimsel verilerin hukuken kabul edilebilir ve bu bağlamda da hükme esas alınabilir nitelikte olduğu anlaşıldığından, rapora yapılan itirazlar raporu kusurlandıracak nitelikte görülmemiştir.
İLGİLİ MEVZUAT:
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının İkinci Kısmında Temel Hak ve Ödevlerin düzenlendiği, Birinci Bölümünde ise Genel Hükümlerin belirlendiği, bu bölümde yer alan "Temel Hak ve Hürriyetlerin Sınırlanması" başlıklı 4709 sayılı Yasa ile değişik 13. maddesinde: "Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.", İkinci Bölümde Kişinin Hakları ve Ödevleri arasında yer verilen "mülkiyet hakkı" 35. maddesinde sayılmış ve bu hak "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz" şeklinde düzenlemeye konu edilmiştir.
20/03/1952 günü kabul edilen İnsan Haklarının ve Temel Özgürlüklerinin Korunmasına İlişkin Sözleşmeye Ek 1 Nolu Protokol Türkiye tarafından 19/03/1954 tarihinde onaylanmıştır. Anılan Protokolün "Mülkiyetin Korunması" başlıklı 1. maddesinde: "Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Herhangi bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir. Yukarıdaki hükümler, devletlerin, mülkiyetin kamu yararına uygun olarak kullanılmasını düzenlemek veya vergilerin ya da başka katkıların veya para cezalarının ödenmesini sağlamak için gerekli gördükleri yasaları uygulama konusunda sahip oldukları hakka halel getirmez." kuralı yer almıştır.
6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 2. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendinde; Riskli alan: Zemin yapısı veya üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıyan, Bakanlık veya İdare tarafından Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının görüşü de alınarak belirlenen ve Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca kararlaştırılan alan olarak tanımlanmıştır.
Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliğinin, “Riskli alanın tespiti” başlıklı 5. maddesinin 1. fıkrasında da "Riskli alan; a) Alanın, zemin yapısı veya üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığına dair teknik raporu, b) Alanda daha önceden meydana gelmiş afetler varsa, bunlara dair bilgileri, c) Alanın büyüklüğünü de içeren koordinatlı sınırlandırma haritasını, varsa uygulama imar planını, ç) Alanda bulunan kamuya ait taşınmazların listesini, d) Alanın uydu görüntüsünü veya ortofoto haritasını, e) Zemin yapısı sebebiyle riskli alan olarak tespit edilmek istenilmesi halinde yerbilimsel etüd raporunu, f) Alanın özelliğine göre Bakanlıkça istenecek sair bilgi ve belgeleri, ihtiva edecek şekilde hazırlanmış olan dosyaya istinaden ve Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının görüşü alınarak Bakanlıkça belirlenir ve teklif olarak Bakanlar Kuruluna sunulur..." hükümlerine yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda belirtilen Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi düzenlemeleriyle kişilerin mülkiyet hakları güvence altına alınmıştır. Mülkiyet hakkının yalnızca kamu yararının mevcut olduğu durumlarda kanunla sınırlanabileceği de yine bu düzenlemelerde öngörülmüştür. Kanun koyucu tarafından olağan dışı kanun olarak düzenlenen 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında da kanunda sayılan idarelerce mülkiyet hakkına sınırlama getirilebilecektir. Ancak, yine burada kanun koyucu bu yetkinin kullanımını oldukça sıkı kurallara bağlamış ve ortada kamu yararını ilgilendiren durumun bulunduğunu hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde açık ve somut bir şekilde ortaya konulmasını şarta bağlamıştır.
Dosyada bulunan bilgi, belgeler ile bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden; Kütahya İlinde bulunan ve ekli kroki ile listelerde sınır ve koordinatları gösterilen alanların, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 2. maddesi uyarınca riskli alan ilan edilmesine ilişkin 17/04/2013 tarihli, 2013/4678 sayılı Bakanlar Kurulu kararına ekli kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen dava konusu alandaki yapıların ve zemin yapısının can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığını ortaya koyan yukarıda belirtilen bilimsel verileri içeren herhangi bir teknik incelemenin yapılmadığı, dolayısıyla dava konusu işlemin dayanağı raporların zemin yapısı ve üzerindeki yapıların can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığını kanıtlayacak nitelikte olmadığı hususları dikkate alındığında, 6306 sayılı Kanun ve Uygulama Yönetmeliğinin öngördüğü koşullarda detaylı bir teknik inceleme yapılmaksızın uyuşmazlığa konu alanın 6306 sayılı Kanunun 2. maddesine göre riskli alan ilan edilmesine ilişkin 17/04/2013 tarihli, 2013/4678 sayılı Bakanlar Kurulu kararının, Dereler Bölgesi içerisindeki 2. dere güzergahı, Bölcek ve Evliya Çelebi Mahallelerine ilişkin kısmında hukuka uyarlık görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Dava konusu 17/05/2013 tarihli, 28650 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 17/04/2013 tarihli, 2013/4678 sayılı Bakanlar Kurulu kararının, Dereler Bölgesi içerisindeki 2. dere güzergahı, Bölcek ve Evliya Çelebi Mahallelerine ilişkin kısmının İPTALİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen davacı tarafça yapılan toplam … TL yargılama giderinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yatırılan avanstan karşılanan keşif ve bilirkişi incelemesi gideri olan … - TL'nin ve davalı idareler tarafından yapılan yargılama giderinin davalı idareler üzerinde bırakılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … TL vekâlet ücretinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine,
4. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yatırılan keşif avansından harcanan … -TL'nin davalı idarelerden alınarak Maliye Hazinesine yatırılmasının ve davalı idarelerden tahsilinin sağlanabilmesi için kararın bir örneğinin Hazine ve Maliye Bakanlığı Başhukuk Müşavirliği ile Muhakemat Genel Müdürlüğüne tebliğine,
5. Keşif ve bilirkişi avansından artan … -TL'nin Hazine ve Maliye Bakanlığı'na iadesine
6. Davalılar yanında müdahil Kütahya Belediyesi tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
7. Posta giderleri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra taraflara iadesine,
8.2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A-2-(g) maddesi uyarınca, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 02/12/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.



KARŞI OY (X):
Dava, Kütahya İlinde bulunan ve ekli kroki ile listelerde sınır ve koordinatları gösterilen alanların, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 2. maddesi uyarınca riskli alan ilan edilmesine ilişkin 17/04/2013 tarihli, 2013/4678 sayılı Bakanlar Kurulu kararının .. ve ... Paşa Mahallelerine ilişkin kısmının Bölcek Mahallesinde taşınmazı bulunan davacı tarafından iptali istemiyle açılmıştır.
Dosyada bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesinden, uyuşmazlık konusu bölge ile ilgili olarak hazırlanan gerekçeli teknik raporda özetle; taşkın tehlikesi taşıyan dere güzergahlarının yeniden belirlenmesi, yeni alternatiflerin üretilebilmesi yönündeki çalışmaların sonuca ulaşabilmesi için belirlenmiş derelerin bulunduğu alanların riskli alan kapsamında değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek, DSİ tarafından hazırlanan raporda teklif edilen güzergahın 6306 sayılı Kanunun 2. maddesi uyarınca, zemin yapısı ve üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıdığından bahisle riskli alan ilan edildiğinin belirtildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda, davacı tarafından açılan davada, dava konusu işlemin tamamının iptaline karar verilmesi, riskli alan olarak ilan edilen bölgede yaşayan ve dava açmayan insanların haklı beklentilerini zedeleyeceği; ancak davacı sayısına göre parsel yönünden verilecek iptal kararı uygulama bütünlüğünü bozacak nitelikte ise dava konusu işlemin tamamının iptaline karar verilebileceği; kamu yararı ve hizmet gerekleri de dikkate alındığında, dava konusu kararın yalnızca davacının kendi parselini ilgilendiren kısmı hakkında bir inceleme yapılarak karar verilmesi gerekirken, bölgenin tümü yönünden verilen çoğunluk kararına katılmıyorum.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi