
Esas No: 2020/1704
Karar No: 2022/1916
Karar Tarihi: 26.10.2022
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2020/1704 Esas 2022/1916 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde açılan tazminat davasında, trafik kazası sonucu ölen kişinin desteğinden yoksun kalan davacılar destekten yoksun kalma tazminatı talep etmiştir. Davalı sigorta şirketi ödeme yaptığını ileri sürerek dava şartı yokluğundan dava reddedilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi, bir kısım davacıların taleplerini kabul etmiş, diğer davacılar yönünden konusuz kalan davada karar verilmemiştir. Davalı vekili karara itiraz ederek hatır taşıması nedeniyle tazminattan indirim yapılması gerektiğini ileri sürerek istinaf başvurusunda bulunmuştur. İstinaf Dairesi, hatır taşımasından söz edebilmek için hatır taşınan veya kullanılanın yararının bulunmaması gerektiğini belirtmiştir. Dosya kapsamında hatır taşımasına ilişkin yeterince veri bulunmadığı ve davalının hatır taşıması bulunduğuna dair ispat külfetini yerine getiremediğinin anlaşıldığı belirtilerek İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu sonucuna varılmıştır. Kararda HMK'nın 355. ve 353/1-b/1. maddeleri yer almaktadır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1704
KARAR NO: 2022/1916
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 25/12/2019
NUMARASI: 2018/663 Esas - 2019/1082 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 26/10/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 03/10/2016 tarihinde müvekkillerinin desteği olan ...'ın yolcu olarak bulunduğu ve sürücüsü ... olan ... plakalı araç ile sürücüsü ... olan ... olan traktörün çarpışması neticesinde desteklerinin vefat ettiğini, ... plakalı aracın kaza tarihinde davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı olduğunu, bu nedenle davacıların destek tazminatı miktarlarının tespiti ile poliçe limitleriyle sınırlı olmak kaydıyla şimdilik ... için 2.000,00 TL, ... için 1.000,00 TL, ... için 1.000,00 TL, ... için 1.000,00 TL, ... için 1.000,00 TL ve ... için 1.000,00 TL'nin davalı şirketin temerrüt tarihi olan 11/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından davacılara başvuru üzerine ödeme yapıldığını, davacıların taleplerini ikinci bir başvuru ile müvekkili şirkete iletmeden dava yoluna gitmesinin dava şartı eksikliği olduğunu bu nedenle dava şartı yokluğundan usulden reddi gerektiğini, 22.03.2017 tarihinde ... için 119.950,40 TL, ... için 9.276 TL, ... için 9.281,60 TL, ... için 19.197,60 TL, ... için 15.101,60 TL ve ... için 11.186,40 TL ödeme yapıldığını ve müvekkili şirketin kaza nedeniyle sorumluluğunun kalmadığını, müteveffa ile sigortalı arasında hatır taşımasının olduğundan hesaplanacak tazminattan %20 oranında indirim yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, "Bir kısım davacılar bakımından davanın kabulü ile; Davacı ... için 13.283,46 TL, davacı ... için 21.563,51 TL üzerinden davanın kabulüne, diğer davacılar ..., ..., ... ve ... yönünden konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına " karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müteveffa ile sigortalı araç sürücüsü arasında hatır taşıması olduğu bilirkişi raporunda da tespit edilmiş olduğundan bu durum tazminattan indirim yapılması gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 03/10/2016 tarihinde, sürücü ...'un sevk ve idaresindeki ... plakalı otomobili ile Susurluk istikametinden, Bandırma istikametine doğru seyri sırasında olay mahalline geldiğinde, seyir istikametine göre önünde aynı istikamette doğru seyrini sürdüren sürücü ... idaresindeki ... plakalı römorklu traktöre arkadan çarpması ile meydana gelen trafik kazasında ... plakalı otomobil içerisinde yolcu olarak bulunan ...'ın öldüğü, ölenin desteğinden yoksun kalan davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talep ettikleri anlaşılmıştır. Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle bu gibi taşımalarda TBK'nın 52. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından ya da kullanmadan söz edebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının söz konusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve ödenecek indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. Ayrıca Hakim tazminattan mutlaka indirme yapmak zorunda değilse de bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir. Somut olayda; sürücünün de vefat etmiş olması nedeni ile beyanı bulunmadığı, dosya kapsamına göre müteveffa ...'ın ... plakalı otomobil içerisinde yolcu olarak bulunduğu ancak taşımanın kimin yararına bulunduğu, hatır taşıması bulunup bulunmadığı konusunda yeterince veri bulunmadığı gibi davalının da hatır taşıması bulunduğu konusunda ispat külfetini yerine getiremediğinin anlaşılmasına göre İlk Derece Mahkemesince belirlenen tazminattan hatır indirimi yapılmamış olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası'na göre alınması gereken 2.380,40 TL harçtan peşin alınan (54,40+540,70=)595,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.785,30 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK'nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.26/10/2022
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
