
Esas No: 2020/17670
Karar No: 2022/3153
Karar Tarihi: 19.01.2022
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2020/17670 Esas 2022/3153 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Yerel mahkeme, bir kişinin tehdit etmesi suçundan sanığı suçlu buldu. Ancak Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun belirttiği gibi, delillerin ve gerekçenin yeterli açıklanmaması, suç niteliğinin doğru belirlenmemesi ve uzlaşma hükümlerinin uygulanmaması gibi nedenlerle karar bozuldu. CMK'nın farklı maddeleri ve Anayasa'nın 38. maddesi ile 5237 sayılı TCK'nın 7 ve 5271 sayılı CMK'nın 251 vd. maddelerinin uygulanması gerektiği belirtilmiştir.
Kanun maddeleri:
- Türkiye Cumhuriyeti Anayasa'sının 141
- 5271 sayılı CMK’nın 34/1, 230 ve 1412 sayılı CMUK’nın 308/7. maddeleri
- TCK'nın 106/1-1. cümle ve 43. maddeleri
- TCK'nın 106/1-2. cümlesi
- TCK'nın 73/4. maddesi
- CMK'nın 251. maddesi
- Kanun'un 24. maddesiyle değişik CMK'nın 251. maddesi geçici 5. maddenin birinci fıkrasının (d) bendi
- Anayasa'nın 38. maddesi
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Tehdit
HÜKÜM : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, ayrıntısı Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26/03/2013 tarihli, 2012/12-1515 esas ve 2013/102 karar sayılı kararında belirtildiği üzere, kesin nitelikteki hükümler ancak kesinlik sınırını aşar nitelikte yaptırım içermek şartıyla suç vasfına yönelik ya da suç niteliği doğru belirlenmesine rağmen yanılgılı bir uygulama ile kesinlik sınırları içinde kalan cezaların verildiği hükümlere karşı yapılan aleyhe başvuru üzerine temyiz denetimine konu olabileceği, O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz isteminin suçun vasfına yönelik olduğu belirlenerek dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1-Türkiye Cumhuriyeti Anayasa'sının 141, 5271 sayılı CMK’nın 34/1, 230 ve 1412 sayılı CMUK’nın 308/7. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının, Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde açık ve gerekçeli olması ve Yargıtayın bu işlevini yerine getirmesi için gerekçe bölümünde iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin belirtilmesi, mevcut delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi ve ulaşılan kanaat, sanığın suç oluşturduğu sabit görülen fiillerinin ve bunların nitelendirilmesinin belirtilmesi, delillerle sonuç arasında bağ kurulması gerektiği gözetilmeden gerekçesiz hüküm kurulması,
2- Sanığın, mağdura farklı tarihlerde söylediği iddia edilen sözlerin mağdurun hayatına veya vücut bütünlüğüne yönelik bir saldırı gerçekleştirme niteliğinde olduğu gözetilmeden TCK'nın 106/1-1. cümle ve 43. maddeler yerine TCK'nın106/1-2. cümlesinde düzenlenen sair tehdit suçundan hüküm kurulması,
3-Kabule göre de;
a-Sanık hakkında TCK’nın 106/1-1. cümle kapsamındaki tehdit suçundan dava açılmış olması, soruşturmanın yapıldığı tarihte TCK’nın 106/1-1. cümle kapsamındaki tehdit suçunun uzlaşma kapsamında olmaması, yargılama sonucunda ise TCK’nın 106/1-2. cümle kapsamındaki tehdit eyleminden hüküm kurulması karşısında; CMK 253 ve 254. maddeleri uyarınca uzlaşma hükümlerinin uygulanması ve sonucuna göre sanığın hukuksal durumunun belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
b-17/10/2019 gün ve 7188 sayılı Kanun'un 24. maddesiyle değişik CMK'nın 251. maddesinde Basit Yargılama Usulü düzenlenmiş olup, bu düzenlemenin uygulanmasıyla ilgili olarak, CMK'ya 7188 sayılı Kanunla eklenen geçici 5. maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan “hükme bağlanmış” ibaresinin Anayasa Mahkemesi’nin 14/01/2021 tarihli ve 2020/81 esas, 2021/4 sayılı kararıyla "basit yargılama usulü" yönünden Anayasa'nın 38. maddesine aykırı görülerek iptaline karar verilmesi karşısında, temyiz incelemesi yapılan ve CMK'nın 251/1. maddesi kapsamına giren suç yönünden; Anayasa'nın 38. maddesi ile 5237 sayılı TCK'nın 7 ve 5271 sayılı CMK'nın 251 vd. maddeleri gereğince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
c-Mağdur ...'in 13/12/2013 tarihli duruşmada şikayetinden vazgeçmesi karşısında; kovuşturulması şikayete bağlı olan sair tehdit suçu yönünden, TCK'nın 73/4. maddesi uyarınca sanığın şikayetten vazgeçmeyi kabul edip etmediği sorularak sonucuna göre davanın düşmesine karar verilip verilmeyeceği değerlendirilmeksizin sanık hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas /hüküm mahkemesine gönderilmesine, 19/01/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
