8. Hukuk Dairesi 2015/10666 E. , 2017/9904 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Şikayet
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Borçlu vekili, takibe konu ilamda brüt miktarlara hükmedildiğini, yasal kesintilerin infaz aşamasında dikkate alınmasına karar verildiğini, davalı alacaklı vekili tarafından davacı müvekkili ortaklık aleyhine hazırlanan takip talebinde brüt miktarların esas alındığını, ayrıca net 37.686,23-TL ile ilam vekalet ücreti ve yargılama giderleri ile bir kısım alacağa mukabil olmak üzere 7.432,11-TL ödendiğini, davacı vekilinin takip talebinde alacak miktarına uyguladığı faiz miktarlarının yüksek olduğunu, bilahare icra müdürlüğünce kesilen tahsil harçlarının da alacak miktarı göz önüne alınarak yeniden hesaplanması gerektiğini belirterek şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece,10/12/2014 havale tarihli bilirkişi raporu kapsamında; fazla talep edilen yasal kesintiler toplamının 7.829,96-TL olduğu, kıdem tazminatı ile sair alacak kalemleri işlemiş faizine ilişkin olarak fazla talep miktarının 10.543,91-TL olduğubelirtilerek borçlunun şikayetinin kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1- Alacaklı vekilinin temyiz itirazları, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından yerinde değildir.
2- Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu"nun 61, 94, 103 ve 104. maddeleri hükümleri gereğince, işveren nakden veya hesaplama yaptığı sırada ödenecek miktar üzerinden istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben kesinti yapmaya mecburdur. 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 8. maddesine göre; borçlu işveren vergi sorumlusu, alacaklı işçi de vergi mükellefidir.
Takip dayanağı ilamda tüm alacaklara brüt miktar üzerinden hükmedildiği ve yine bu brüt miktarlar üzerinden takip yapıldığı anlaşılmaktadır. Takip konusu olan alacakların dayanak ilamda net olarak hesaplandığı belirtilmediğinden, verginin ödenmesi bakımından vergi dairesine karşı yükümlü olan borçlunun ilamda yazılı alacaklarda "vergi sorumlusu" sıfatıyla gelir vergisine mahsuben vergi dairesine ödemekle zorunlu olduğu miktarları kesinti yapmak ve kalan kısmı da icra dosyasına yatırmak suretiyle borçtan kurtulması mümkün olacaktır.
Somut olayda; Borçlu vekili İcra Mahkemesi"ne başvurusunda, brüt hükmedilen alacakların nete çevrilmesi gerektiği, buna göre talep olunan faiz miktarının fazla olduğu, borç nedeni ile 37.687,23 TL ve 7.432,11 TL ödemelerde bulunduğunu belirterek itiraz etmiştir.
İcra Mahkemesince yapılan ve hükme esas teşkil eden bilirkişi raporu ile alacaklar nete çevrilerek, net alacak üzerinden yapılan faiz hesaplaması sonucu takip tarihi itibari ile dosya borcunun 44.196,23 TL olduğunun belirlendiği görülmektedir.
Dosya kapsamında yer alan ödeme dekontlarından ve alacaklı vekilinin icra dosyasına yaptığı 17.03.2014 tarihli beyanından anlaşılacağı üzere 24.12.2014 tarihinde 37.687,23 TL, 12.03.2014 tarihinde 7.432,11 TL"nin ödendiği, icra takibinin ise 13.03.2014 tarihinde başladığı görülmektedir. Yapıldığı kabul edilen ödemeler toplamı 45.118,34 TL olduğu görüldüğünden takip tarihinde istenebilir 44.196,23 TL"nin karşılandığı anlaşılmaktadır.
İcra Mahkemesince istemin buna göre sonuçlandırılması gerekirken yazılı şakilde sonuca gidilmesi doğru değildir.
SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK"nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.07.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.