8. Hukuk Dairesi 2017/13050 E. , 2017/9778 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, vekil edeninin kardeşi olan davalılar murisi Hamit Dündar"dan 10.10.2001 tarihinde 678 parsel sayılı taşınmaz ile 62 parsel numaralı taşınmazdaki hisselerinin tamamını 35.000.00.YTL bedel ödemek suretiyle satın aldığını, ancak tescil işlemleri gerçekleştirilemeden davalılar murisinin vefat ettiğini, vekil edeninin tescil için Hamit"in mirasçıları ile uzun süre görüşüp beklediğini, ancak Hamit Dündar"ın mirasçıları olan davalıların taşınmazları tescil işlemlerini gerçekleştirmediklerini ve ödenilen parayı da iade etmediklerini belirterek, 678 parsel sayılı taşınmaz ile 62 parsel sayılı taşınmazlar da kayıtlı muris Hamit Dündar hisselerinin vekil edeni adına tapuya tesciline, tescil talepleri haklı görülmezse vekil edeni tarafından ödenmiş olan 35.000.00.YTL"nin müteveffa Hamit Dündar"a ödendiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte vekil edenine ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davacılar vekili 12/11/2008 havale tarihli beyan dilekçesi ile de; dava dilekçelerinde bildirdikleri 62 parselin aslında Ömerli Köyü 6 ve 2 parseller olduğunu beyan ederek diğer taleplerini tekrarlamıştır.
Davalılar vekili; dava konusu taşınmazların tapulu taşınmaz olup,tapulu taşınmazların devir şeklinin belli olduğunu, özel protokolün de gerçeği yansıtmadığı,murise ödendiği ileri sürülen 35.000.00.YTL"ninde ödendiğinin kesinlikle gerçek dışı olduğunu belirterek açılan davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; taraflar arasında usulüne uygun olarak tapuda kayıtlı taşınmazlarla ilgili yapılmış gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerinin bulunmaması ve dava konusu 678 parsel numaralı taşınmazın üçüncü kişiler adına tapuda kayıtlı olması nedeniyle davacının tapu iptali ve tescil talebi ile dava açamayacağı,ancak ödenmiş bir bedel varsa bedelin iadesini talep edeceği,ancak bedele ilişkin dava yönünden sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre açılacak davanın bir yılık zaman aşımı süresinin ise dava tarihi itibariyle geçtiği kanaatine varıldığından davacı tarafından açılan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, dava dilekçesinde dava konusu 62 ve 678 parsellerde davalıların yakın murisi kardeşi Hamit"e ait hisselerinin iptali ile adına tescilini, bu talep haklı görülmez ise 35.000 YTL"nin yasal faizi ile davalılardan tahsili isteğinde bulunmuş, 12/11/2008 havale tarihli beyan dilekçesi ile de; dava dilekçelerinde bildirdikleri 62 parseli aslında Ömerli Köyü 6 ve 2 parseller olduğunu beyan ederek diğer taleplerini tekrarlamıştır.
Yazılı olmak koşuluyla miras ortaklığına dahil bir taşınmazdaki miras payının mirasçılar arasında devri için yapılan sözleşmeler geçerlidir (743 s.lı MK m.612; 4721 s.lı TMK m.677). Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların yazılı olması şartıyla miras paylarını diğer mirasçıya devretmesi mümkündür. Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK m. 33). Dosya kapsamından davacı tarafın davalıların yakın mirasbırakanı kardeşi Hamit"e ait miras payını devraldığı iddası ile TMK 677 maddesine dayalı istekte bulunduğu anlaşıldığına göre, öncelikle dava konusu edilen parsellerin hangi parseller olduğu tereddütsüz olarak belirlendikten sonra, dosya arasında bulunan ve davacı tarafın sunduğu yazılı sözleşmeler TMK 677 maddesi kapsamında değerlendirilerek, taşınmazların tarafların murisinden intikal edip etmediğinin, miras payının devredilip-devredilmediğinin, elbirliği mülkiyetinin devam edip-etmediğinin, sözleşme tarihinden sonra sözleşmeden dönülüp dönülmediğinin kesin olarak belirlenmesi ve ondan sonra iptal-tescil isteği hakkında bir karar verilmesi gerekir.
Terditli alacak isteğine ilişkin temyiz itirazlarına gelince; 07.06.1939 tarih 1936/31 ve 1939/47 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da, “Taşınmazın haricen satışına ve satış vaadine ilişkin muameleler kanunen geçerli bulunmamış ise de, satıcının bu işte görevli memur önünde ferağın icrasını ve aksi takdirde almış olduğu bedelin geri verileceğini taahhüt etmiş ve alıcıyla aralarında kararlaştırılmış bulunan bedeli bu şartla satıcıya vereceğini üstlenmiş ise, bu gibi uyuşmazlıklar Borçlar Kanunu"nun 125. maddesine göre on yıllık zamanaşımına bağlıdır. Zamanaşımı süresinin başlangıcı, ferağdan dönme ve vazgeçme tarihidir” denilmektedir. Şu halde, satıcı geçerli bir sözleşme yapmadığı takdirde aldığı satış bedelini geri vermeye mecburdur. Bu nedenle alıcı, satıcının ferağ vermesini bekler. Ferağ verme yönündeki ümidi kesildiği takdirde, verdiği parayı isteme hakkı doğar. İşte satış parasının geri verilmesi davalarında zamanaşımının başlangıcı bu ümidin kesildiği veya satışın yapılmasının imkan dahilinden çıktığı ya da tapuda devir yapma olanağının ortadan kalktığı tarih olmaktadır. Somut olayda, davacı yönünden bu durum dava tarihi itibarıyla gerçekleşmiş olup, zamanaşımının başlama tarihi de dava tarihidir. Dolayısıyla mahkemenin zamanaşımının geçtiğine ilişkin gerekçesi yerinde değildir. Davacının satış bedelini isteme hakkının doğduğunun kabulü gerekir.
O halde, yukarıda bahsi geçen ilkeler ve açıklamalar ışığında, tüm bu hususların gözönünde bulundurularak karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik araştırma ve inceleme sebebi ile karar verilmiş olması isabetsiz olup, kararın bozulması gerekmiştir
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle,davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK"nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 03/07/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.