Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/30191 Esas 2018/11525 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/30191
Karar No: 2018/11525
Karar Tarihi: 29.11.2018

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/30191 Esas 2018/11525 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalı belediyenin, kaldırım taşı üreten davacı şirkete ödeme yapmadığı gerekçesiyle davacının başlattığı icra takibine yaptığı haksız itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talep edilen dava, yetkili icra dairesinin belirlenmesi noktasında açılmıştır. İcra İflas Kanunu'nun 50/1, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 6 ve 10. maddeleri, Türk Borçlar Kanunu'nun 89 (eski BK. 73) maddeleri incelenerek, davacının yerleşim yeri icra dairesi olan ... İcra Dairelerinin yetkili olduğu tespit edilmiştir. Mahkemece, yetkisiz icra dairesinde takip yapılması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülerek, hüküm bozulmuştur. Kanun maddeleri ise şu şekildedir: İcra İflas Kanunu'nun 50/1, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 6 ve 10., Türk Borçlar Kanunu'nun 89 (eski BK. 73).
13. Hukuk Dairesi         2016/30191 E.  ,  2018/11525 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi



    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmasız, davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı ... Tic. Ltd. Şti. vekili avukat ... geldi. Karşı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    K A R A R

    Davacı şirket, kaldırım taşı ürettiğini, davalı belediyeye satmış olduğu malların bedelinin ödenmediğini, taraflar arasındaki cari hesaptan doğan alacaklarının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalı tarafından haksız itiraz edildiğini ileri sürerek vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, takip yapılan ... İcra Dairesinin yetkili olmaması nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
    1-Dava, sözleşmeden kaynaklanan edimin yerine getirilmemesi sonucu talep edilen bedelin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir. Uyuşmazlık yetkili icra dairesinin belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. İcra dairesinin yetkisini düzenleyen İcra İflas Kanunu’nun 50/1 maddesine göre “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe salahiyetlidir.” HMK.nun 6. maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir. Aynı kanunun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki, bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Ayrıca 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 89.(eski BK.73) maddesi uyarınca para alacağına ilişkin davalarda aksi kararlaştırılmadıkça para borcu alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiğinden alacaklının bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir. Dolayısıyla dava, davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir. Bu husus icra takibi için de geçerlidir. O halde, (Bkz. HGK. 5.11.2003, 2003/13-640-627 sayılı kararı) eldeki davada, davacının yerleşim yeri icra dairesi olan ... İcra Daireleri de yetkilidir. Mahkemece, değinilen bu yönler gözetilerek işin esasına girilip hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yetkisiz icra dairesinde takip yapılması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    2-Bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan sebeplerle temyiz edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 1.630,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.