Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/1724
Karar No: 2022/5725
Karar Tarihi: 10.05.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/1724 Esas 2022/5725 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2022/1724 E.  ,  2022/5725 K.

    "İçtihat Metni"


    BÖLGE ADLİYE
    MAHKEMESİ : ... 41. Hukuk Dairesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... 10. İş Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

    Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

    Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 10.05.2022 Salı günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

    Duruşma günü davalı vekili Avukat Melis Genç ile davacı vekili Avukat ... gelmişlerdir.

    Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

    Dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:


    I. DAVA
    Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Şirketin Aşkabat Türkmenistan’daki Aşkaabat Olimpiyat Projesinde güvenlik vardiya amiri olarak 16.05.2013- 01.03.2018 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı tarafından feshedildiğini, davacının hafta içi altı gün 07.00 -19.00 saatleri arasında oniki saat, hafta sonu pazar günleri ise işyerinde genel uygulama olduğu için tüm güvenlikçiler gibi ayda iki pazar 07.00- 19.00 saatleri arasında çalıştığını, ücretinin net 1.500,00 USD olduğunu, ücretin 400,00 USD 'lik kısmının yurtdışında ihtiyaçlarını görmeleri için elden avans olarak verildiğini, kalanının ise bankaya kısım kısım ödendiğini, fazla çalışma, hafta tatili ve resmî tatil çalışma ücretlerinin ödenmediğini, müvekkilinin iş sözleşmesinin 01.03.2018 tarihinde herhangi bir ihbar öneli verilmeden sonlandırıldığını, sekiz haftalık ihbar tazminatı olarak 2.800,00 USD ihbar tazminat alacağı olduğunu, bu tazminat alacağının 1.928,27 USD'lik kısmının ödendiğini geriye 871,73 USD bakiye ihbar tazminatı alacağı kaldığını, banka dökümlerinde işveren tarafından Şubat 2018 ücreti olarak 900,00 USD yatırıldığının tespit edileceğini, bu aya ilişkin elden avans düşüldükten sonra 200,00 USD ücret alacağı kaldığını belirterek ihbar tazminatı, ücret, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.

    II. CEVAP
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının 16.05.2013-01.03.2018 tarihleri arasında Türkmenistan'da bekçi güvenlik görevlisi olarak görev yaptığını, bu çalışmasında ücretinin Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü nezdinde karşılıklı imzalanan iş sözleşmesi ile 722,00 USD olarak belirlendiğini, son ücretinin ise 833,00 USD olduğunu, davacının çalışma süresi dikkate alındığında ihbar tazminatı hak edişinin elli altı gün olduğunu, davacının 833,00 USD ücretine 200,00 USD yemek ve konaklama masrafı ilave edilerek toplam 1.033,00 USD ücret üzerinden ihbar tazminatı hesaplandığını, toplam 1.928,27 USD ihbar tazminatının banka hesabına ödendiğini, davacının fazla çalışma hak edişlerinin her ay ücreti ile birlikte ödendiğini, ayrıca çıkış işlemleri sırasında bazı aylara ilişkin hesaplamalarda eksiklik olduğunun tespit edilmesi üzerine 4.895,37 USD fazla çalışma alacağının 05.04.2018 tarihinde davacının hesabına ödendiğini, Türkmenistan'da uygulanan çalışma saatlerinin 08.00-18.00 arasında olduğunu, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde daimi olarak çalışıldığı iddiasını kabul etmediklerini, çalışması varsa banka hesabına ödendiğini, davacının kullanmamış olduğu on üç günlük yıllık ücretli izin alacağının ödemesinin yapılması sırasında 360,97 USD izin alacağı tahakkuk ettirilmesi gerekirken davacıya sehven 1.166,20 USD tutarında ödeme yapıldığını, sehven fazlaca ödenen 805,23 USD izin ücretinin olası bir hesaplamada takas ve mahsubunu talep ettiklerini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.


    III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Şirkette çalışıp davacı ile aynı işi yapan emsal işçilerin ücretleri birlikte değerlendirildiğinde ücret+fazla çalışma olarak verilen ücretin temel ücret olduğu, davacının aylık 1.500,00 USD karşılığı çalıştığı, iş sözleşmesinin iş bitimi nedeniyle sona erdirildiği, iş bitiminin ihbar tazminatı ödenmesini gerektirmeyecek şekilde haklı neden teşkil etmediği, tanık beyanlarından ve cari hesap ekstrelerinden davalı işyerinde fazla çalışma yapıldığının anlaşıldığı, davacının günlük fazla çalışma saatlerini, hafta tatili günleri ve genel tatil günlerinde fazla çalışma yaptığını gösterir beyanları esas alınarak fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının hüküm altına alınacağını, davacıya ödenen ücret+fazla çalışma şeklindeki miktarın temel ücret olduğu değerlendirildiğinden bakiye ücret alacağı talebinin reddinin gerekeceği sonucuna varılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    IV. İSTİNAF
    A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
    İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    B. İstinaf Sebepleri
    Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, ücret ve ekleri konusunda ispat yükünün davacı üzerinde olduğunu, dosya içeriğinde yer almakta olan Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü nezdinde imzalanan iş sözleşmesinin yazılı delil olduğunu, bu sözleşmenin aksinin yazılı delille ispat edilmesi gerektiği hâlde davacının delil sunmadığını, ücret ihtilaflı olmakla beraber ücretin kamusal niteliği gereği re'sen emsal ücret araştırması yapılması gerektiğini, eksik inceleme ile karar verildiğini, davacının ihbar tazminatı alacağı olduğu yönündeki İlk Derece Mahkemesi kararının hatalı olduğunu, zira davacının tazminat alacaklarının eksiksiz ödendiğini, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil alacaklarına dair ispat külfetinin davacı taraf üzerinde olduğunu, davacı tarafından fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil çalışması yapıldığına ve ücretlerin ödenmediğine dair herhangi bir yazılı delil sunulmadığını, banka dekontlarıyla da sabit olduğu üzere davacıya fazla çalışmasının karşılığının ödendiğini, davacı tarafça kendisine yapılan ödemelere dair ihtirazı kaydın mevcut olmadığını, yapılan indirimin yetersiz olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozularak kaldırılmasını talep etmiştir.

    C. Gerekçe ve Sonuç
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının Dairece benimsenmiş maddi deliller ve hukuksal gerekçelere dayandığı, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, İlk Derece Mahkemesi kararının yerinde olduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

    V. TEMYİZ
    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

    B. Temyiz Sebepleri
    Davalı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde belirtilen sebepleri tekrar ederek ayrıca somut olayda Türkmenistan hukukunun uygulanması gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasını talep etmiştir.


    C. Gerekçe
    1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
    Uyuşmazlık, aylık ücretin ispatı ile davacının ihbar tazminatı, fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağına hak kazanıp kazanmadığı, ihbar tazminatı hesabında talep aşımı yapılıp yapılmadığına ilişkindir.


    2. İlgili Hukuk
    4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 17, 32, 41, 44, 46, 47 ve 63 ncü maddeleri.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) taleple bağlılık ilkesini düzenleyen 26 nci maddesine göre, “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir."

    3. Değerlendirme
    1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıdaki (8) inci bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

    2. 4857 sayılı Kanun'un 63 üncü maddesinde çalışma süresi haftada en çok 45 saat olarak belirtilmiştir. Ancak tarafların anlaşması ile bu normal çalışma süresinin, haftanın çalışılan günlerine günde onbir saati aşmamak koşulu ile farklı şekilde dağıtılabileceği ilkesi benimsenmiştir. Kanun'un 41 inci maddesine göre fazla çalışma, kanunda yazılı koşullar çerçevesinde haftalık 45 saati aşan çalışmalardır.

    3. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.

    4. Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.

    5. Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması hâlinde Yargıtayca son yıllarda uygun bir indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama hâlini almıştır.

    6. Aynı ilkeler, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günlerindeki çalışmanın ispatı bakımından da geçerlidir.

    7. Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta primi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.

    8. Dava dilekçesinde, ihbar tazminatı alacağının bir kısmının davalı işveren tarafından ödendiği, bakiye 871,73 USD ihbar tazminatı alacağı kaldığı belirtilmiş olup bu beyanın davacı tarafı bağlayacağı gözetilmeden belirtilen miktarı aşacak şekilde hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplanan net 1.685,60 USD ihbar tazminatı alacağının hüküm altına alınması hatalıdır.

    VI. KARAR
    Açıklanan sebeple;
    1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

    2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

    Davalı yararına takdir edilen 3.815,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine,

    Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

    Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

    10.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi