13. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/22219 Karar No: 2018/11404 Karar Tarihi: 27.11.2018
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/22219 Esas 2018/11404 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Dava, gayrımenkul satım sözleşmesine konu olan konutların sözleşmede belirlenen tarihte teslim edilmemesi nedeniyle oluşan kira bedelinin tahsili talebi üzerine açılmıştır. Mahkeme, davayı kabul etmiş ve her bir davacı için ayrı ayrı vekalet ücreti hesaplanmaması nedeniyle hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermiştir. İhtiyari dava arkadaşlığı olduğu durumlarda her bir davacı için ayrı ayrı gider ve vekalet ücreti hesaplanması gerektiği belirtilmiştir. Kararda kullanılan kanun maddeleri, HMUK'un 438/7. maddesi ve 440/III-1. maddesidir.
13. Hukuk Dairesi 2016/22219 E. , 2018/11404 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacılar vekili, davalı ... ile aralarında imzalanan gayrımenkul satım sözleşmesine konu konutların sözleşmede kararlaştırılan tarihte teslim edilmediğinden dairenin teslim tarihine kadar oluşacak kira bedelinin yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile, davacı ... için 4.445,80 TL, davacı ... için ise, 1.050,80 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava, konutun geç teslimi nedeniyle uğranılan kira bedeli alacağının tahsili talebine ilişkin ilişkindir. Eldeki davada birden fazla davacı olup, herbir davacı arasında ihtiyari dava arkadaşlığı söz konusudur. İhtiyari dava arkadaşlığının söz konusu olduğu durumlarda alacak tek bir dava ile istense de aslında herbir ihtiyari dava arkadaşı kadar dava söz konusudur. Bu nedenle, herbir davacı yönünden yargılama giderleri ve vekalet ücretinin ayrı ayrı hesaplanması gerekir. Somut olayda, davacıların davaları kabul edilmiş olmakla bu kısım üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kendisini vekil ile temsil ettiren her bir davacı için ayrı ayrı vekalet ücretlerine hükmedilmemesi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulmasını gerektirir. Ne var ki; bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HMUK"un 438/7. maddesi gereğidir. SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin ikinci bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün 4. maddesinin çıkarılarak yerine “Davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan ... gereğince hesaplanan ve takdir olunan her bir davacı için ayrı ayrı 900,00‘er TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,” söz ve rakamlarının yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 27/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.