Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/24081 Esas 2018/11400 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/24081
Karar No: 2018/11400
Karar Tarihi: 27.11.2018

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/24081 Esas 2018/11400 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, bir alacak davasında davalıların dolandırıcılık yaptığını ve dava açan davacının 30.000,00 TL alacağının en yüksek mevduat faiziyle müşterek ve müteselsilen tahsil edilmesine karar verdi. Ancak, dava açılan her iki davalıya da karar verildiği hükmedilmesine rağmen, sadece bir davalıdan alınacak olan 8.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya verilmesine hükmedildi. Bu nedenle mahkeme kararı bozuldu ve gerekçeli kararın başlık kısmında her iki davalı da belirtilerek, her bir talebin hangi davalıdan tahsil edileceği açıkça gösterilmesi gerektiği belirtildi. Ayrıca, diğer kanun maddelerine uyulmadığı gerekçesiyle hükümün bozulmasına karar verildi. Kanun maddeleri ise şöyle: HMK 297. maddesi (Hükmün kapsamı) ve HMK'nin 2. fıkrasında yer alan \"Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.\" düzenlemesi.
(Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi         2016/24081 E.  ,  2018/11400 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı-... avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR

    Davacı, davalılardan ... ile biri aracılığıyla evlenmek amacıyla tanıştığını, davalının kendisini bir siyası partinin kurucusu ve ... adamı olarak tanıttığını, ihaleye girmek için para istediğini ve davalının oğlu olan diğer davalı ..."in hesabına 20.000,00 TL para gönderdiğini, ..."in gerçekte evli olduğunu öğrenince dolandırıldığını anlayarak savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu, dosyanın tahkikat aşamasında olduğunu, banka havalesi ve elden olmak üzere davalılara 30.000,00 TL verdiğini bu nedenle 30.000,00 TL alacağın en yüksek mevduat faiziyle davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... vekili cevap dilekçesi ile davanın reddini talep etmiş, diğer davalı ise cevap vermemiştir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 8.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Davalılardan ... aleyhine de dava açıldığı halde bu davalı yönünden Mahkemece, olumlu olumsuz herhangi bir karar verilmemesi yönünden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun Hükmün kapsamı başlıklı 297. maddesinde bulunan; "hükmün, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kapsayacağı" düzenlemesine aykırılık oluşturulduğu görülmektedir. Mahkemece, HMK 297. maddesi kapsamında hüküm tesisi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    2-Hükümde, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, gerekçeli kararın başlık kısmında her iki davalı da hasım olarak gösterilmesine rağmen; davanın kabulüne karar verilen kısmın hangi davalıdan tahsil edileceği belirtilmeden yalnızca “ davanın kısmen kabulü ile 8.000,00 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine..” şeklinde hüküm tesis edilmesi de yukarıda belirtilen kanun maddesine ve özellikle 2. fıkrasında belirtilen “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” düzenlemesine aykırılık teşkil ettiğinin düşünülmemesi de bozma sebebidir.
    3-Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1 ve 2. bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 3. bent gereğince davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan 136,62 TL harcın davalı-..."e iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 27/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.