
Esas No: 2022/5001
Karar No: 2022/5922
Karar Tarihi: 12.05.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/5001 Esas 2022/5922 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/5001 E. , 2022/5922 K."İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : ... 25. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 4. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili ve davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekili ve davalılar vekilinin başvurunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 01.04.2001-Aralık 2014 tarihleri arasında en son ... yöneticisi/ARGE departman müdürü olarak 8.500,00 TL ücret ile davalılar için çalıştığını, çıkışının 3 ay önce 15.09.2014 tarihinde yapıldığını, bu tarihte okumasına izin verilmeksizin baskı altında belgeler imzalatıldığını, sigorta primlerinin düşük ücret üzerinden ödendiğini, kıdem tazminatı ve 1,5 aylık ücreti karşılığı 16.883,00 TL bedelli, 24.10.2014 keşide tarihli ve elden ödenen gayri resmi ücret için de toplam 47.300,00 TL bedelli 3 adet çek verildiğini, davalı Holdingin diğer davalıların % 99 hissedarı olduğunu, tüm şirketlerin tek elden yürütüldüğünü, davacının birlikte istihdam edildiğini belirterek fark kıdem tazminatı, fark ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile yıllık izin ücreti alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili, davacının şoför olarak görev yaptığını, gemiyle gelen turistleri limandan alıp gezi programındaki yerlere götürüp araç içerisindeki ... (Kulaklık) cihazlarını turistlere dağıtıp geri toplamakla görevli olduğunu, ücretinin brüt 2.234,11 TL olduğunu, davacının 16.08.2014 tarihli istifa dilekçesi verdiğini, iş sözleşmesinin davacının istifası nedeniyle sona ermesine karşın geçmiş hizmetleri düşünülerek kendisine ödeme yapıldığını, iş sözleşmesinin 15.09.2014 tarihi itibarıyla sonlandırıldığını, Şirket Yönetim Kurulu üyesi Leyla Öner imzalı üç adet toplam 47.000,00 TL bedelli çeklerin şirketle ilgisi olmadığını, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile sigorta kayıtları, kıdem ve ihbar tazminatı hesap tablosu "mali/ticari" başlıklı belge içeriği ve tanık anlatımları birlikte değerlendirildiğinde davacının 01.04.2001-15.09.2014 tarihleri arasında aylık net 8.500,00 TL ücretle çalıştığı, davalı işverenin kıdem ve ihbar tazminatı ödediğinin tartışmasız olduğu, bu nedenle şahsi gerekçelerle işten ayrılmak istediğine dair 16.10.2014 tarihli dilekçesinin istifa anlamına gelip gelmediğinin üzerinde durulmasına gerek bulunmadığı, davacıya yapılan kıdem tazminatı ödemelerinin mahsup edilmesi gerektiği, davacının kullandığı tespit edilen yıllık izinler mahsup edildikten sonra bakiye yıllık izin ücreti alacağının hüküm altına alınması gerektiği, tanık beyanları uyarınca davacının fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatillerde çalışma yaptığının anlaşıldığı, 12.02.2018 tarihli bilirkişi raporunda birinci şık olarak yapılan hesaba göre, kıdem tazminatı talebinden mahsup edilmesi gereken rakamın 46.298,22 TL olması nedeniyle Mahkemece yapılan hesap neticesinde 1.355,44 TL kıdem tazminatı farkının ve fazla çalışma ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti talepleri yönünden takdiren % 40 indirim yapıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti yönünden %40 indirim uygulanmasının hakkın özüne dokunur oranda olduğunu, öncelikle indirim yapılmaması eğer yapılacaksa makul bir miktar yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle cevap dilekçeleri ve itirazların Mahkemece değerlendirilmediğini, davacının istifa ederek işten ayrıldığını, davacının şoför olarak çalıştığını, ücretinin tespit edilenden düşük olduğunu, belirtilen hususlarda ek rapor alınması gerekirken alınmadığını, ayrıca davalı Şirketler yönünden birlikte istihdamın söz konusu olmadığını, kabul edilen fazla çalışma süresinin yanlış olduğunu, bir kimsenin sürekli fazla çalışma yapamayacağını, turizm sürelerinin turizm müdürlüğünden sorulması gerektiğini, davacının haftalık 33 saat fazla çalışma yapmasının fahiş olduğunu, davacı tanıklarından E.K.'nın davalı aleyhine dava açtığını, davacının dinî ve millî bayramlarda izinli olduğunu, eksik inceleme ile karar verildigini beyanla İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"...
Davacı istinafı yönünden: Davacının yaptığı işin süresi ,mevsim durumuna göre turizm işinin değişeceği dosyadaki bilgi ve belgeler göz önüne alınarak %40 hakkaniyet indiriminin makul olduğu görüldüğünden davacının bu yöndeki istinafı reddedilmiştir.
Davalılar yönünden: Banka hesap özetine göre Mayıs 2014 tarihi itibariyle davacının hesabına yatan aylık net ücretin 8.500,00 TL olduğu görüldüğünden ücrete ilişkin kabul dosya kapsamına uygundur
Davalı vekili, davacı tanıkları ile davalı şirket arasında derdest dava bulunduğundan beyanlarına itibar edilemeyeceği ileri sürmüş ise de; Bilindiği üzere, mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 254. maddesi ile 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 255 uyarınca aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmalarıdır. Akrabalık veya diğer bir yakınlık başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılamaz. Nitekim, aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulu'nun 13/04/2011 gün ve E:2010/2-751, K:2011/96; 12.09.2012 gün ve E:2012/2-387, K: 551 sayılı ilamlarında da benimsenmiştir.
Mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 254. maddesi ile 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 255 uyarınca aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemeleri olduğundan ve gerek işverenlik kayıtları ve gerekse dosyadaki bilgi ve belgeler ile tanık beyanları ile birlikte değerlendirilmiş olmasına göre davalı vekilinin aksi yöndeki istinaf başvurusunun reddi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Davalı işyerinde davacı ile birlikte çalıştığı anlaşılan davacı tanıklarının iddiayı doğrulayan ve yemin altında verdikleri beyanları nedeniyle fazla mesai yapıldığı ve UBGT günlerinde çalışıldığı iddiasının ispatlandığı kanaatine varılmıştır. Tüm taraflar fazla çalışma UBGT ye itiraz etmişlerse de ilk derece mahkemesince davacının çalışmadığı muhtemel sürelere göre %40 hakkaniyet indirimi zaten yapıldığından itirazın yersiz olduğu görülmüştür.
Davacı her üç şirketin işverenliğinde çalıştığını ve birlikte istihdam söz konusu olduğunu, şirketten aynı adreste bulunduklarını ve sahiplerinin aynı kişiler olduğunu beyan etmiştir, davalıların bu konuya ilişkin açıklık yoktur.Tanıklar iddiayı doğrular şekilde beyanda bulunmuşlardır.Sigorta primlerinin farklı şirketler tarafından ödenmesi, tanık anlatımları ve tüm dosya kapsamına göre hizmet akdinin işveren tarafında her üç davalının da yer aldığı ve birlikte istihdam durumunun söz konusu olduğu kanaatinin yerinde olduğu anlaşımıştır..." gerekçesiyle davacı vekili ve davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalılar vekili, istinaf dilekçesinde belirttiği gerekçeleri tekrar ederek davacının yıllık izin ücreti alacağı hesabında da diğer ücret alacaklarında yapıldığı gibi davacının dava dışı ABC Turizm'de işe başladığı 01.04.2001 tarihinin esas alındığını ancak işe giriş tarihinin 01.05.2007 olarak kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, çalışma süresi ile ücret miktarının ispatı, davacının istifa dilekçesine değer verilmesi gerekip gerekmediği, fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücretine hak kazanıp kazanmadığı, bu alacakların hesabı ve davacının alacaklarının ödenip ödenmediği hususlarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.İşçinin haklı nedenle iş sözleşmesini derhâl feshi 4857 sayılı İş Kanunu'nun 24 üncü maddesinde düzenlenmiştir. İşçinin önelli fesih bildiriminin normatif düzenlemesi ise aynı Kanunun 17 inci maddesinde ele alınmıştır. Bunun dışında Kanun'da işçinin istifası özel olarak düzenlenmiş değildir. İşçinin haklı bir nedene dayanmadan ve bildirim öneli tanımaksızın iş sözleşmesini feshi, istifa olarak değerlendirilmelidir. İstifa iradesinin karşı tarafa ulaşmasıyla birlikte iş ilişkisi sona erer.
2. 4857 sayılı Kanun'un 32 nci maddesinde ücret, 41 inci maddesinde fazla çalışma ücreti, 44 üncü maddesinde ulusal bayram ve genel tatil ücreti, 53 üncü maddesinde ise yıllık izin ücreti ile ilgili hükümler yer almaktadır.
3. Değerlendirme
1.Davacı ve davalılar vekillerince dosyaya sunulan "Mali/Ticari Kıdem Tazminatı Bordrosu" başlıklı belge uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince davacının çalışma süresi ve ücretine ilişkin değerlendirme yerindedir.
2.Her ne kadar davalılar tarafından iş sözleşmesinin davacının istifası nedeniyle sona erdiği savunulmakta ise de dosyaya sunulan belgeler ve davacıya yapılan kıdem tazminatı ödemesi uyarınca bu savunmaya itibar edilmemiştir.
3.Davacı tanıklarından E.K.'nın davalı aleyhine dava açtığı sabit olup somut olayda tek başına husumetli tanık anlatımı ile sonuca gidilmesi mümkün değil ise de yan deliller ile desteklendiği ölçüde bu tanığın beyanına itibar edilmesine engel bulunmadığı, davalı aleyhine herhangi bir davası bulunmadığı anlaşılan davacı tanığı H.K.'nın beyanlarının birlikte değerlendirilmesi sonucunda davacının iddiasını ispat ettiği sonucuna ulaşılmıştır. Açıklanan sebeplerle kararın (IV/C) numaralı bendinde yer verilen Bölge Adliye Mahkemesinin kararında dayandığı yasal ve hukuksal gerekçelere göre yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
FA
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.