
Esas No: 2022/5419
Karar No: 2022/6077
Karar Tarihi: 16.05.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2022/5419 Esas 2022/6077 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2022/5419 E. , 2022/6077 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 2006-2016 yılları arasında davalı Şirketin yurt dışı şantiyelerinde alçıpan montaj kalfası olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin işveren tarafından feshedildiğini, davacının davalı Şirkette her gün 08.00-18.00 saatleri arasında çalıştığını, ortalama haftanın 3 günü de 18.00'de işi bırakmayıp 22.00'ye kadar çalışmaya devam ettiğini, ayda iki hafta tatilinde çalışmaya devam ettiğini, dinî bayramlarda sadece ilk gün çalışmayıp diğer günlerde çalıştığını, resmî tatillerde de çalışmaya devam ettiğini, ancak hak kazanılan ücret alacaklarının ödenmediğini, davacının ücretinin sabit 2.500,00 USD olduğunu, yatacak yerin ücretsiz olduğunu, ısıtmanın, üç öğün yemeğin, aydınlatmanın ve temizliğin sağlanmasının da işverence karşılandığını; ayrıca davacıya yıllık izinlerinin kullandırılmadığını ve karşılığı ücret alacağının da ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını istemiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davacının çalışma dönemi iddiasına karşılık müvekkili Şirketin 22.09.2008 tarihinde kurulduğunu, bu tarihten sonra da davacının davalı Şirket bünyesinde çalışan bir işçi olmadığını, zamanaşımı definde bulunduklarını, müvekkili Şirketin davacının son ücretini bilmemekle birlikte davacının iddia ettiği ücretin fahiş ve kabul edilemez olduğunu, davacının yıllık izinlerini kullandığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 31.05.2018 tarihli ve 2017/9 Esas, 2018/311 Karar sayılı kararıyla davacının davalı işyerinin değişik şantiyelerinde, değişik tarihlerde aralıklı olarak toplam 3 yıl, 10 ay, 13 gün süre ile çalıştığı, iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini ispat ile yükümlü olan davalı işveren tarafından bu yönde bir iddia ve ispat bulunmadığı gibi yapılan işin niteliği ve çalışmanın süreklilik arz etmesi nedeniyle iş sözleşmesinin kıdem ve ihbar tazminatı ödenmeksizin sonlanmasını gerektirir bir durum da olmadığından davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı, yapılan emsal ücret araştırması, tanık beyanları ve davacının yurt dışında çalışan kalfa olması hususları birlikte değerlendirildiğinde en son 2.300,00 USD net aylık ücret ile çalıştığının kabulü gerektiği, davacının hizmet süresine göre 42 gün yıllık izne hak kazandığı, bu izninin kullandırıldığı yada sözleşmenin feshinden sonra ücretinin ödendiğinin davalı tarafça ispat edilemediği, tanıklarla birlikte çalışılan dönemler yönünden davacının fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına hak kazandığının anlaşıldığı, dava ve ıslah zamanaşımı dikkate alınarak alacak miktarlarının tespiti gerektiği kanaatiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının müvekkili Şirket çalışanı olmadığını, organik bağ kavramından yola çıkılarak hüküm tesisinin hatalı olduğunu, somut olayda Türk hukukunun uygulanmasının mümkün olmadığını, Rusya hukukunun uygulanması gerektiğini, itirazlarına karşı gerekçe gösterilmediğini ve bu durumun adil yargılanma hakkının ihlali mahiyetinde olduğunu, hiçbir suretle taraflar arasında işçi işveren ilişkisi bulunmadığını, aksinin kabulü hâlinde dahi davacının proje bazlı çalıştığını ve belirli süreli iş sözleşmesi ile istihdam edildiğini, kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmasının mümkün olmadığını, hesaplamalara esas alınan ücretin fahiş miktarda olduğunu, ücretin brütleştirilmesinin hatalı yapıldığını, husumetli tanık beyanlarına itibar edilmemesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesinin 03.12.2018 tarihli ve 2018/3444 Esas, 2018/2693 Karar sayılı kararıyla davalı Şirket ile davacının çalışmasının bildirildiği dava dışı ... Şirketi arasında organik bağ bulunduğu ve davacının bu işyerindeki çalışmalarından kaynaklanan işçilik alacaklarının ödenmesinden davalının müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı, Türk vatandaşı olan işçinin kamu düzeni de dikkate alınarak yurt dışına gönderilmesinde gönderen kişi ya da şirketin yurt dışındaki yabancı şirket ile organik bağı delillendirildiğinde Türk iş hukuku uygulanmasının yerinde olduğu, yapılan işin niteliği gereği davacının belirli süreli iş sözleşmesi ile istihdam edildiğinin kabulünün mümkün olmadığı, taraflar arasındaki iş sözleşmesi belirsiz süreli olduğundan davacının ihbar ve kıdem tazminatına hak kazanacağı, ücret miktarının işveren aleyhine davası olmayan tanık beyanları, emsal ücret, Yargıtay ve bölge adliye mahkemeleri incelemesinden geçen emsal dosyalar ile davacının yaptığı işin niteliği dikkate alındığında isabetli olduğu, davacının topluluk sigortasından yararlanmadığı yönünde cevap verilmesi sebebi ile ücretin brütleştirilmesinin kanuna uygun olarak yapıldığı, yapılan işin niteliği, husumeti olmayan tanık beyanları ve tüm dosya içeriği dikkate alınarak dava konusu alacakların tespitinin yerinde olduğunu ve İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 20.01.2021 tarihli ve 2020/4095 Esas, 2021/1767 Karar sayılı kararı ile taraflar arasında temyiz aşamasında sunulan ödeme belgelerinin dikkate alınıp alınamayacağı konusunda uyuşmazlık bulunduğu, davanın hukuksal niteliği ve somut olayın özelliği gereği davalı, temyiz aşamasında dava konusu borcu söndüren nitelikte bir belge vermişse bu belge üzerinde gerekli inceleme yapılmak suretiyle bir karar verilmesi gerektiği, temyiz aşamasında sunulan ve borcu söndüren bir belgenin varlığı karşısında savunmanın genişletilmesi yasağından söz edilemeyeceği, davalı tarafça temyiz aşamasında bir kısım çalışma dönemine (2014 yılı Ekim ayından 2015 yılı Eylül ayına kadar olan çalışma dönemi) ilişkin imzalı ücret bordroları sunulmuş olup sözü edilen belgeler ilk kez temyiz aşamasında sunulmuş ise de ödeme belgesi ve borcu söndüren nitelikte belge mahiyetinde kabul edildiğinden, davacı işçiden, davalının savunmasına ve dava konusu döneme ilişkin sunulan belgelere karşı diyecekleri sorularak dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgeler birlikte değerlendirilerek sonucuna göre talep konusu alacaklar hakkında yeniden bir karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılmasına, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilâmı doğrultusunda aldırılan bilirkişi ek raporu ve davacı isticvabı dikkate alınarak davalı tarafından temyiz aşamasında sunulan belgelerde yer alan ödeme ve kesintilerin dava konusu alacak kalemlerine ilişkin olmadığı gerekçesiyle talep konusu alacaklar bozma öncesinde olduğu gibi hüküm altına alınmıştır.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davacının müvekkili Şirket çalışanı olmadığını, organik bağ kavramından yola çıkılarak hüküm tesisinin hatalı olduğunu, somut olayda Türk hukukunun uygulanmasının mümkün olmadığını, Rusya hukukunun uygulanması gerektiğini, davacının belirli süreli iş sözleşmesi ile istihdam edildiğini, kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmasının mümkün olmadığını, ayrıca davalı Şirket davacı işçinin işvereni olmuş olsaydı dahi haricen elde edilmiş 2015 yılı Eylül ayına ait bordroda görüleceği üzere, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti ödemesinin Rus kanunlarına göre yapıldığını, çalışılan tüm süre bakımından aynı ücret üzerinden hesaplama yapılmasının kabul edilemez olduğunu, ücretin brütleştirilmesinin hatalı yapıldığını, davacının çalışmış olduğu hafta tatillerinin ve yaptığı fazla çalışmaların karşılığının ödendiğini, davacının ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının kabul edilemez olduğunu, husumetli tanık beyanlarına itibar edilmemesi gerektiğini, davacının alacaklarının zamanaşımına uğradığını, hakkaniyet indirimi miktarının az olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, İlk Derece Mahkemesince bozma gereğinin yerine getirilip getirilmediği ve bu bağlamda davacının ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının miktarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.4857 sayılı İş Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) "Ücret hesap pusulası" kenar başlıklı 37 nci maddesinin ilgili bölümü şöyledir:
"İşveren işyerinde veya bankaya yaptığı ödemelerde işçiye ücret hesabını gösterir imzalı veya işyerinin özel işaretini taşıyan bir pusula vermek zorundadır.
Bu pusulada ödemenin günü ve ilişkin olduğu dönem ile fazla çalışma, hafta tatili, bayram ve genel tatil ücretleri gibi asıl ücrete yapılan her çeşit eklemeler tutarının ve vergi, sigorta primi, avans mahsubu, nafaka ve icra gibi her çeşit kesintilerin ayrı ayrı gösterilmesi gerekir.
..."
2. 4857 sayılı Kanun'un "Fazla çalışma ücreti" kenar başlıklı 41 inci maddesinin ilgili bölümü şöyledir:
"Ülkenin genel yararları yahut işin niteliği veya üretimin artırılması gibi nedenlerle fazla çalışma yapılabilir. Fazla çalışma, Kanunda yazılı koşullar çerçevesinde, haftalık kırkbeş saati aşan çalışmalardır. 63 üncü madde hükmüne göre denkleştirme esasının uygulandığı hallerde, işçinin haftalık ortalama çalışma süresi, normal haftalık iş süresini aşmamak koşulu ile, bazı haftalarda toplam kırkbeş saati aşsa dahi bu çalışmalar fazla çalışma sayılmaz.
Her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde elli yükseltilmesi suretiyle ödenir.
Haftalık çalışma süresinin sözleşmelerle kırkbeş saatin altında belirlendiği durumlarda yukarıda belirtilen esaslar dahilinde uygulanan ortalama haftalık çalışma süresini aşan ve kırkbeş saate kadar yapılan çalışmalar fazla sürelerle çalışmalardır. Fazla sürelerle çalışmalarda, her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde yirmibeş yükseltilmesiyle ödenir.
Fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma yapan işçi isterse, bu çalışmalar karşılığı zamlı ücret yerine, fazla çalıştığı her saat karşılığında bir saat otuz dakikayı, fazla sürelerle çalıştığı her saat karşılığında bir saat onbeş dakikayı serbest zaman olarak kullanabilir.
İşçi hak ettiği serbest zamanı altı ay zarfında, çalışma süreleri içinde ve ücretinde bir kesinti olmadan kullanır.
63 üncü maddenin son fıkrasında yazılı sağlık nedenlerine dayanan kısa veya sınırlı süreli işlerde ve 69 uncu maddede belirtilen gece çalışmasında fazla çalışma yapılamaz.
Fazla saatlerle çalışmak için işçinin onayının alınması gerekir.
Fazla çalışma süresinin toplamı bir yılda ikiyüzyetmiş saatten fazla olamaz.
..."
3. 4857 sayılı Kanun'un "Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışma" kenar başlıklı 44 üncü maddesine göre" Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde işyerlerinde çalışılıp çalışılmayacağı toplu iş sözleşmesi veya iş sözleşmeleri ile kararlaştırılır. Sözleşmelerde hüküm bulunmaması halinde söz konusu günlerde çalışılması için işçinin onayı gereklidir.
Bu günlere ait ücretler 47 nci maddeye göre ödenir."
4. 4857 sayılı Kanun'un "Genel tatil ücreti" başlıklı 47 nci maddesi şöyledir:
"Bu Kanun kapsamına giren işyerlerinde çalışan işçilere, kanunlarda ulusal bayram ve genel tatil günü olarak kabul edilen günlerde çalışmazlarsa, bir iş karşılığı olmaksızın o günün ücretleri tam olarak, tatil yapmayarak çalışırlarsa ayrıca çalışılan her gün için bir günlük ücreti ödenir.
Yüzde usulünün uygulandığı işyerlerinde işçilerin ulusal bayram ve genel tatil ücretleri işverence işçiye ödenir."
4. 4857 sayılı Kanun'un "Hafta tatili ücreti" kenar başlıklı 46 ncı maddesinin ilgili bölümü şöyledir:
"Bu Kanun kapsamına giren işyerlerinde, işçilere tatil gününden önce 63 üncü maddeye göre belirlenen iş günlerinde çalışmış olmaları koşulu ile yedi günlük bir zaman dilimi içinde kesintisiz en az yirmidört saat dinlenme (hafta tatili) verilir.
Çalışılmayan hafta tatili günü için işveren tarafından bir iş karşılığı olmaksızın o günün ücreti tam olarak ödenir.
..."
3. Değerlendirme
1.İlk Derece Mahkemesince bozma sonrası yapılan yargılama sonrasında davacının ödeme belgelerine ilişkin beyanı alındıktan sonra; davalı tarafından temyiz aşamasında sunulan belgelerde hüküm altına alınan alacak kalemlerine ilişkin ödeme olmadığı gerekçesiyle bozma öncesi gibi belirlenen alacaklara hükmedilmiştir. Öncelikli olarak davacı tanık beyanlarına göre davacının fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları belirlenmiş ise de davalı tarafından, 2014 yılı Ekim ayı ve sonrasına ilişkin davacı işçi imzalı puantaj içerir ücret bordrolarının sunulduğu görülmüştür. Anılan alacakların ispatı konusunda, dosya içerisinde işyerindeki çalışma düzenine ilişkin yazılı kayıt bulunduğundan, hesaplama yapılan dönem bakımından çalışma yapılan gün ve saatler yönünden ilgili kayıtların esas alınması ve fazla çalışma saatleri, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil tatillerde çalışma yapılıp yapılmadığı hususlarının buna göre değerlendirilmesi gerekmektedir. Ne var ki ücret bordrolarında gösterilen ücretin gerçek ücreti yansıtmadığı anlaşılmakla; belgelerdeki tahakkuklar ile davacının aldığı kabul edilen ücret miktarı birlikte değerlendirilerek fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının miktarının mahsubu göz önünde bulundurulmalıdır. Bu yönün nazara alınmadan, sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
2. Her ne kadar davalı tarafça sunulan 2015 yılı Eylül ayına ilişkin puantaj içerir imzalı ücret bordrosunun "Ücretlendirme" başlıklı kısmında ihbar tazminatı ve yıllık izne ilişkin tahakkuklar mevcut ise de bordronun "Ödemeler ve Kesintiler" başlıklı kısmında söz konusu alacak kalemlerine ilişkin ödeme kaydına rastlanmamıştır. Öte yandan, bozma sonrası davacı asılın Mahkeme huzurundaki beyanında, davalı işverence önce bordrolara imza attırıldığı sonrasında ödeme yapıldığını belirttiği de gözetildiğinde, 2015 yılı Eylül ayı bordrosunda tahakkuk ettirilen ihbar tazminatı ve yıllık izin ücretine ilişkin miktarların ödenip ödenmediği araştırılarak tespit edilmeli ve ödendiğinin anlaşılması hâlinde hesaplanan ilgili alacaklardan mahsup edilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
16.05.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.ş
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
