13. Hukuk Dairesi 2016/8085 E. , 2018/11316 K.
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalıların isteği üzerine davalı şirkete finansman sağlamak için çekilen krediye taşınmazını ipotek verdiğini, davalılarla bu nedenle bir protokol düzenleyerek taşınmazın değerinin 200.000 Dolar olarak belirlendiğini, davalıların borcunu ödememesi nedeniyle taşınmazın mülkiyetinden çıkması, satılması halinde diğer zararları hariç 200.000 Doları müştereken ve müteselsilen ödemeyi taahhüt ettiklerini, davalıların borçlarını ödemeyerek taşınmazın satılmasına sebep olduklarından bu bedelin kendisine ödenmesi gerektiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak 50.000,00 TL"nin ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, taşınmazın cebri icra yolu ile değil davacının üçüncü kişiye satması sonucu davacının elinden çıkması nedeniyle protokol hükmünün uygulanmasının mümkün olmadığını, ayrıca davalılardan Orhan’ın eşi olduğunu, eşinin sermaye borcu için para çekildiğini savunarak davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucu davalı şirket yönünden, dava geri alındığından karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar yönünden, cezai şartın tenkis edilmek suretiyle 50.000,00 TL olarak kabulüne, 50.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ..., ..., ..."den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, taraflar arasında imzalanan protokolün ihlal edildiği iddiasına dayalı olarak protokolde kararlaştırılan 200.000 USD cezai şart bedelinden fazlası saklı 50.000 TL’nın davalılardan tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine dair verilen kararın temyizi üzerine Dairemizin 26.9.2013 gün, 2012/26296 esas, 2013/23050 karar sayılı ilamında özetle; taraflar arasında düzenlenen protokolün 3.2.5.maddesinde belirtilen cezai şart koşulunun gerçekleştiği belirtilerek cezai şartın tenkisine yönelik Borçlar Kanunu 161. madde ve TTK.’nun 24. maddesi gereğince de değerlendirme yapılarak karar verilmesi için hükmün bozulmasına karar verilmiş; mahkemece bozmaya uyularak, davalı şirket yönünden dava geri alındığından karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar yönünden cezai tenkis edilerek 50.000,00 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Sözleşmede cezai şart bedeli Dolar olarak kararlaştırılmış olup, davanın açıldığı 30.09.2009 tarihi itibarıyle 200.000 USD cezai şart bedelinin Türk Lirası karşılığının 297.820,00 TL olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, davanın açıldığı tarihteki dolar kuru dikkate alınarak cezai şartta indirim yapılması gerekirken, değinilen bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.