8. Hukuk Dairesi 2021/4965 E. , 2021/11861 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Mersin Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasında Mersin Kadastro Mahkemesinde görülen dava sonucunda verilen hükme karşı davacı Hazine vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince Mahkeme kararı kesin nitelikte olduğundan istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiş, bu kararın davacı vekili tarafından temyizi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından Daire kararı kesin olduğundan temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi üzerine, bu kez davacı Hazine vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin iş bu ek kararı temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... İlçesi ... mahallesi çalışma alanında bulunan 105 ada 283 parsel sayılı 1.772,55 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim, satın alma ve kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği nedeniyle tarla vasfı ile ... adına tespit edilmiştir.
Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasına dayanarak dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine, çekişmeli taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş; hükmün davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince, hüküm tarihi itibariyle HMK"nin 341/2. maddesi uyarınca kesin nitelikte bulunduğundan davalı Hazine vekilinin istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiş, iş bu kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine 28.09.2017 tarihli ek karar ile, davacı vekilinin temyiz dilekçesinin Daire kararının HMK"nin 362/(1)-a maddesi uyarınca kesin nitelikte bulunması nedeniyle HMK"nin 366/1. maddesi atfıyla 346/1. maddesi uyarınca reddine karar verilmiş ve bu kez iş bu ek karar davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Anayasa"nın 36. maddesinin 1. fıkrası uyarınca herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Mahkemeye erişim hakkı, Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan hak arama özgürlüğünün bir unsurudur. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde de herkesin kişisel hak ve yükümlülükleriyle ilgili her türlü iddiasını mahkeme önüne getirme hakkı güvence altına alınmıştır. Buna göre, mahkeme kararlarına karşı kanun yolu başvurusunda bulunma hakkı, adil yargılanma hakkı kapsamındadır.
28.07.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 22.07.2020 tarihli ve 7251 sayılı Kanun’un 53.maddesi, 3402 sayılı Kanun’a eklenen Ek 6. maddesi ile "Kadastro Mahkemesinin veya otuz günlük askı ilan süresinden sonra, kadastro öncesi nedene dayalı olarak açılan davalarda genel mahkemelerin verdiği kararlar ile orman kadastrosuna ilişkin davalarda bu mahkemelerce verilen kararlara karşı, miktar ve değere bakılmaksızın 12.01.2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurulabilir." hükmü getirilmiştir. Kanun maddesinin gerekçesinde belirtildiği üzere, bu madde ile söz konusu davaların miktar veya değerine göre istinaf veya temyiz kanun yoluna tabi olup olmadığıyla ilgili uygulamada oluşan tereddütlerin giderilmesi amaçlanmıştır.
Yukarıda açıklandığı üzere Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkeme kararlarına karşı kanun yolu başvurusunda bulunma hakkı, hukuk güvenliği ile hukuki belirlilik ilkesi, 28.07.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 22.07.2020 tarihli ve 7251 sayılı Kanun’un 53. maddesi ile 3402 sayılı Kanun’a eklenen Ek 6. maddesi karşısında, tereddüte yol açan usul kurallarının hakkaniyete halel getirecek kadar aşırı şekilci olarak uygulanmaması ve adalet duygusunun rencide edilmemesi gerektiği de gözetildiğinde, Mersin Kadastro Mahkemesinin 28.03.2017 tarihli ve 2016/108 Esas, 2017/62 Karar sayılı kararına karşı istinaf ve İstinaf Mahkemesinin kararına karşı ise temyiz kanun yoluna başvurulabileceği kabul edilmelidir.
Bu açıklamalar doğrultusunda, Antalya Bölge Adliye Mahkemesinin 25.05.2017 tarihli ve 2017/242 Esas, 2017/192 Karar sayılı kararına karşı temyiz kanun yoluna başvurulabileceğinin anlaşılması karşısında, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi"nin 28.09.2017 tarihli ek kararı usul ve yasaya aykırı olduğundan, ek kararının bozularak ortadan kaldırılması ve asıl kararın istinaf incelemesi yapılmak üzere bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle, Antalya Bölge Adliye Mahkemesinin 28.09.2017 tarihli EK KARARININ KALDIRILMASINA, 25.5.2017 tarihli ve 2017/242 Esas, 2017/192 Karar sayılı kararın 6100 sayılı HMK"nin 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HMK’nin 373. maddesi uyarınca, istinaf incelemesi yapılması amacıyla dosyanın Antalya Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesine gönderilmesine, 01.12.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.